Bir Portre: Ağabeyim Orhan Veli

Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda / Benim ilâhilerim hâlâ okunan

(‘’Son Türkü’’ Varlık, 1937)

Orhan Veli’nin ölümünün üzerinden 70 yıl geçti. Bu yıl yayın dünyası, Orhan Veli için çok kıymetli çalışmalara imza attı. Şairin eserleri çeşitli yayınevleri tarafından yeniden basıldı ve ciltler halinde bir külliyat hazırlanarak okura sunuldu. İşte o çalışmalardan biri: Gazeteci Seray Şahinler’in yaklaşık 10 yıldır üzerinde çalıştığı hem bir anı hem de araştırma-inceleme kitabı olan Ağabeyim Orhan Veli, geçtiğimiz ay Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Orhan Veli’nin kız kardeşi Füruzan Yolyapan’ın tanıklığıyla yola çıkan Seray Şahinler, hatıralar eşliğinde Orhan Veli’nin hayatını, ailesini, şiirlerini, aşklarını ve daha birçok ayrıntıyı okuyucuya sunuyor.

Uzun ve titiz bir çalışmanın ürünü olan bu kitap, 36 yıllık bir hayatın tüm detaylarına ışık tutuyor. Kitapta, 97 yaşındaki Füruzan Yolyapan’ın hatıralarında eksiksiz duran ağabey portresinin izini sürüyoruz. Orhan Veli’nin ‘’Sere Serpe’’ ile ‘’Anlatamıyorum’’ şiirlerinin ardındaki hadiselere, ölümünün perde arkasına, Yaprak dergisi yıllarına ve Garip’in aldığı eleştirilere Şahinler’in canlı üslubuyla yakından tanık oluyoruz.

Seray Şahinler kitabına Beykozlu Kanık ailesini tanıtarak başlıyor. Orhan Veli’nin Taş Mektep diye anılan Ankara Erkek Lisesi yıllarını, burada tanıştığı dostları Oktay Rifat ile Melih Cevdet’i, ilk şiirlerini, tiyatro merakını ve tercüme bürosundaki zamanlarını anlatıyor.

Şahinler kitabında 1949’da yayımlanmaya başlayan Yaprak dergisine ayrı bir parantez açıyor. Ankara’da çıkan Yaprak dergisinin İstanbul ayağını Füruzan Hanım’ın takip ettiğini belirtiyor. Füruzan Hanım burada, ‘’Kolumun altına dergileri alır, bütün bayileri dolaşır, varsa iadeleri alır, yenilerini verirdim.’’ (s.187) diyor. Şahinler, şairin Yaprak’ı çıkardığı süre boyunca maddi sıkıntılar yaşadığını, paltosunu ve Abidin Dino’nun kendisine hediye ettiği resimleri satmak zorunda kaldığını aktarıyor. Yayın hayatında yalnızca 28 sayılık ömrü olan Yaprak dergisinde, bir fikir adamı olarak Orhan Veli portresini görüyoruz.

Seray Şahinler kitabının sonunda, Orhan Veli’nin vefatının ardından dostları tarafından kaleme alınmış yazılara yer veriyor. Şahinler, Orhan Veli’nin ölümünün perde arkasına da dikkat çekiyor ve şairin ölümü hakkında yazılan haberlerin izini sürüyor. Fikret Adil’in şairin cenazesini anlattığı uzun yazısı, kitapta dikkat çeken kısımlardan biri.

Bu hazin ölümün Kanık ailesinde yarattığı tesiri anlatan Şahinler, sözü burada da Füruzan Hanım’a bırakıyor ve bu acı vedayı şairin kız kardeşinden aktarıyor:

‘’… O kadar çok kayıplarım oldu ki. Annemi, babamı, Adnan Ağabeyimi, eşimi, arkadaşlarımı kaybettim. Ama hiçbiri Orhan Ağabeyimin ölümü kadar şu kalbimi acıtmadı.’’ (s.207)

Şahinler, Orhan Veli’nin ‘’Bir de sevgilim vardır, pek muteber/İsmini söyleyemem/Edebiyat tarihçisi bulsun’’ dediği muteber sevgilisi Nahit Hanım’dan da bahsediyor. Şahinler, Nahit Hanım için ‘’imkânsızca filizlenen bir aşk öyküsüydü’’ diyor ve bu aşka tanıklık eden Füruzan Hanım’ın hatıralarına yer veriyor. Orhan Veli’nin Nahit Hanım’a yazdığı mektuplardan bazı pasajları da paylaşıyor. Kitapta Şahinler’in, Orhan Veli’nin ‘’Düşes’’ dediği Bella Eskenazi ile yaptığı söyleşi de var. Bu söyleşide şairin Bella Hanım’la aralarında geçen hadiselere dair önemli anekdotlar yer alıyor.

Füruzan Yolyapan’ın tanıklığıyla eşsiz bir portre: Gazeteci Seray Şahinler’in özgün kaleminden İstanbul Boğaziçi’nde bir garip Orhan Veli…

Kaynakça:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir