Claude Monet ve Waterloo Köprüsü Serisi

Bu seri, 1899’dan 1904’e kadar yapılan 40’dan fazla tabloyu kapsar. O zamandan beri çoğu özel koleksiyonlara satılmasına, kaybedilmesine, yok edilmesine rağmen arta kalan az sayıda tablo halka açıktır. Bu çok üzücü çünkü Claude Monet, serinin bir bütün olarak değerlendirilmesini istemişti. 1903’de satıcısı Durand-Ruel’e şöyle yazdı:

Sana Londra’nın tek bir tuvalini gönderemem. Hepsinin karşımda olması ve gerçeği söylemem gerekli; tek bir tanesi tamamen bitmiş değil. Hepsini birlikte geliştiriyorum. (Kaynak-Metropolitan Sanat Müzesi)


Çeviren: Simge Şahin

Claude Monet ve Waterloo Köprüsü serisine daha yakından bakalım. Monet’den beklediğiniz gibi, harika bir renk ve ambiyans.

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, Sun, 1903

Monet seriyi Savoy Otel’deki odasında resmetti. Bununla birlikte, seri üzerinde çalışmaya Giverny’deki stüdyosunda devam etti. Tablolar günlük ve spontane geliştiği için, Monet hepsini tek bir seferde bitirmedi. Doğanın kısa süren etkilerini yakalamak için muhtemelen birçok tabloyu aynı anda resmetmişti. 

Bu seri, aslında bir renk ve ışık çalışmasıdır. Bu uygun konu, renk, ışık ve hava arasındaki ilişkiye daha net gözlemler yapmaya olanak sağlamaktadır. Bu, Monet’nin bunu ilk defa yapışı da değildir. Birkaçından bahsetmek gerekirse Monet ayrıca bir seri nilüferler, Rouen Katedrali, otluklar, Parlemanto Binası, Charing Cross Köprüsü’ne de yer verdi. Hem Charing Cross Köprüsü hem de Waterloo Köprüsü serilerini yaklaşık aynı zamanda ve aynı odada yapmıştır. Bu karışık oda mükemmel bir sanat sergisi olmalı!

1899’da bitirilen basit bir taslakla başlayarak seriden birkaç tabloya göz atalım. Bu, söz konusu manzaranın ilk tasvirlerinden biri olmalı. Şu dağınık, keşifçi çizgilere bakın! Zarif veya çekici değil fakat özellikle bu çizimden çıkan tüm tabloları bildiğinizde, kendi içinde güzel bir çizim.

Claude Monet, Waterloo köprüsü, 1899, Çizim

Aşağıdaki tablo, insana baktıkça daha da büyüleyici bir atmosferin renklerini yansıtıyor. Bu ayrıca kırık renk tekniğinin de mükemmel bir örneğidir. Tüm mavi, yeşil, mor, sarı ve turuncu tonların birlikte kullanımına dikkat edin. Hem farklı hem de daha büyük bir bütünün parçası.

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, Londra, 1900

Bu ise daha güç algılanıyor. Yoğun sis ışığı engelliyor. Netlik düşük ve sadece belli belirsiz detaylar görünüyor. Tablonun kendisi pek açık değil. Monet muhtemelen bu yüzden, tabloların diğer özellikleri tamamlama açısından önemli bir rol oynadığından tüm serinin bir parçası olarak değerlendirilmesini istiyor.

Claude Monet, Londra’daki Waterloo Köprüsü, 1902

Ve başka  ustaca yapılmış bir resim. Fakat bu kez daha donuk tonlarda. Bir esrarengizlik hissediliyor. Kayıkların az sonra siste kaybolacağı düşündürmeye çalışıyor olabilir. 

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, 1903 (3)

Bu resimde ışık, sis örtüsünü delip geçiyor. Işık ve renk darbeleri ve gri atmosfer arasındaki koyu vurgularla birlikte bir drama hissi var. Önceki iki resimle karşılaştırıldığında bu resimde ne kadar daha fazla zıtlık olduğuna dikkat edin. Fazla zıtlık genellikle daha çok drama, canlılık, hareketlilik anlamına gelir.

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, 1903

Aşağıdaki karamsar tasvir bu alıntıyla iyi gidiyor.

Londra sisi her tür renge bürünüyor; siyah, kahverengi, sarı, yeşil, mor. Ve resmin ilgi çeken şeyi bu sislerden gözüken nesneleri anlayabilmek. -Claude Monet

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, Gri Gün, 1903

Bu resim ise sanki “İzlenim: Gün Doğumu” tablosunu hatırlatıyor. Çevredeki donuk renklerle yoğun sıcak renklerin arasındaki güzel bir zıtlık. Diğer resimlerle karşılaştırıldığında renkler çok daha yoğun gözüktüğü için bu resmin gerçekte nasıl göründüğünü merak ediyorum. Görseller bazen yanıltıcı olabilir ve birisinin bu görselin doygunluğunu arttırıp arttırmadığını merak ediyorum.

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, Sisteki Güneş, 1903

Bu resim ise daha anlaşılabilir. Diğerlerine nazaran daha aydınlık bir gün olmalı. Monet bu resmi açık tonlarda boyamıştır, bu bütün renklerin değer skalasında ışığa doğru sıkıştırıldığı anlamına gelir. En koyu renkten en açık renge çok fazla bir sıçrama olmadığına dikkat edin. Bunu, Rembrandt gibi eski ustalar tarafından kullanılan yoğun siyahlar ve göz kamaştırıcı parlak noktalarla karşılaştırın.

Claude Monet, Waterloo Köprüsü, 1903

Claude Monet’nin bir diğer serisi de Nilüferler’di. Nilüferler serisini görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Kaynak: https://drawpaintacademy.com/waterloo-bridge-series/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir