Dante’nin İlahi Komedya’sındaki Ölüm Sonrası Hayat vizyonu, Rönesans’ı ve Reform’u etkiliyor ve böylece bize modern dünyanın verilmesine yardımcı oluyor.
”İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.”
Bu cümle, İlahi Komedya‘nın 1814’te Henry Francis Cary tarafından yapılan ilk İngilizce çevirilerinden birinde Cehennem’in kapısında bulunan cümledir. Muhtemelen bu cümleye; Bret Easton Ellis- American Psycho’nun ön sözünde, Disney tema parkı gezintisinde Karayip Korsanları sürüşünün girişinde bir uyarı olarak asılmış olan tabelada, World of Warcraft adlı video oyununda ve The Gashlight Anthem adlı müzik grubunun şarkı sözlerinde karşılaşmış olabilirsiniz. Ancak bu, 1320’de Floransalı bürokrat, vizyoner hikâye anlatıcısı Dante Alighieri tarafından yayınlanan üç bölümlük epik şiiri İlahi Komedya‘yı oluşturan 14.233’ün sadece bir satırı. İlahi Komedya‘nın tek bir satırını hiç okumamış olabilirsiniz, ama yine de ondan etkilenmişsinizdir.
1265 doğumlu Dante’nin edebiyat tutkusunun, eczacı olmak istediği erken yaştan itibaren onunla beraber olduğu görülüyor. 13. yüzyılın sonlarında Floransa’da kitaplar eczacılarda satılıyordu, bu da kâğıt veya parşömen üzerindeki kelimelerin fikirleriyle zihinleri herhangi bir ilaç kadar etkileyebileceği şeklindeki yaygın görüşün bir kanıtıydı.
Ve İlahi Komedya öyle bir tutku yarattı ki yüzyıllar boyunca ressamlara ve heykeltıraşlara ilham verdi, sonsuz bir şekilde uyarlandı, hâlâ alıntı yapılıyor, referans alınıyor ve yaprakları yeniden yeniden karıştırılıyor.
Dante; Botticelli ve Blake, Delacroix ve Dalí tarafından boyanan, Rodin tarafından heykele dönüştürülen eserinde İncil’in yazarlarından daha aydınlık bir şekilde Cehennem’in bir tasviri yaptı. Jorge Luis Borges İlahi Komedya‘nın “ulaşılan en iyi edebî kitap” olduğunu söylerken T.S. Eliot etkisini şöyle özetliyor: “Dante ve Shakespeare dünyayı aralarında bölüyorlar. Üçüncü yok.” Belki de İlahi Komedya kitabının ön sözü “Buraya giren herkese ilham verin.” olmalıdır.
Orvieto Katedrali’nde bir Signorelli freskinde resmedilen Dante, şehir fonlarını çalmakla suçlanıp sürgün edilmeden önce Floransa’da bir hükümet yetkilisiydi (Fotoğraf: Alamy)
Ancak İlahi Komedya‘nın hükmü sadece yazarlar ve görsel sanatçılar için bir ilham kaynağı olmak değil. İtalyan dili ile düşünceleri kutsallaştıran ve yazarın fikrini Kutsal Yazıların yanında duracak kadar güçlü bir vizyonla tekil bir yaratıcı ses olarak geliştirdiği, Rönesans’ın ve ondan sonra gelen Reformasyon’un ve nihayet bugün entelektüel söyleme egemen olan seküler hümanizmin yolunu açan bir eserdir.
Cehenneme Yolculuk
Dante, İlahi Komedya‘da, Aeneid’i yazan Romalı Antik Çağ şairi Virgil rehberliğinde Araf ve Cehennem yolculuğunu ve daha sonra romantik bir özlem duyduğu ama çok genç yaşta ölen bir Floransa kadını Beatrice’nin önderliğindeki Cennet’e yolculuğunu birinci şahıs ağzından anlatır. İşte bu, öbür dünyaya dair bu görüşün yazarın dilekleriyle renklendiğini gösteriyor: Dante, bir edebiyat kahramanı olan baba figüründen ve âşık olduğu kadınla kişisel bir gezi yapıyor. Çağdaş tür yazımının deyimiyle Dante’nin İlahi Komedya’daki versiyonu bir Mary Sue’dur; yazarın olmasını istediği, sahip olmasını dilediği deneyimleri olan bir karakter. Nasıl Roman Yazılmaz kitabının yazarı Sandra Newman, “İlahi Komedi gerçekten tipik bir bilim kurgu üçlemesidir. Birinci kitap, bir klasik. İkinci kitap, birinci kitabın daha az heyecan verici versiyonu. Üçüncü kitap, tamamen çılgınca, yazarın cinselliğine dair istenmeyen bilgileri var. Mary Sue’nun maskesi her sahnede kayıyor.” şeklinde açıklamıştır. Batı edebiyatının ve teolojisinin tüm tarihi, Dante’nin bir tür 14. yüzyıl hip-hop sanatçısı gibi örnekleme ve harmanlama kaynağıdır.
Dante’nin ön yargıları, Cehennem, Araf ve Cenneti nasıl gördüğümüz hakkında bize pek çok bilgi verir. Hıristiyan teolojisini ve pagan Greko-Romen efsanesini, sanki ikisi de aynı anda doğruymuş gibi karıştırıyor. Ya da daha doğrusu, çağdaş bilimkurgu / fantezi yazımından başka bir terim kullanırsak Greko-Romen efsanesini “yeniden gözden geçirir”, böylece tanrılar da dahil olmak üzere karakterleri, mantıklı bir şekilde Hıristiyanlıkla bağdaştırılabilir. Ruhları yeraltı dünyasına taşıyan Yunan mitolojik figürü Charon, Hristiyanlıkta lanetlileri cehenneme götürüyor. Şeytan’ın kendisi, yeraltı tanrısı Pluto’nun başka bir adı olan Dis şeklinde anılır.
Dante’nin Cehennem vizyonu, Botticelli’den Playstation ve Xbox için Inferno’nun 2010 uyarlamasının arkasındaki video oyunu tasarımcılarına kadar sayısız sanatçıya ilham verdi (fotoğraf: Alamy)
Gerçek dünya tarihi de tanrısallığın yanına yerleştirilmiştir. Şeytan’ın üç ağzı vardır; birinde İsa’ya ihanet eden Yahuda, diğerlerinde ise Sezar’a ihanet eden Brütüs ve Cassius’u tutmaktadır. Dante gerçekten de Jül Sezar’ın İsa ile aynı önem seviyesinde olabileceğini öne sürüyor. Bu eserde Batı edebiyatının ve teolojisinin tüm tarihi, Dante’nin bir tür 14. yüzyıl hip-hop sanatçısı gibi örnekleme ve bir araya getirme kaynağıdır.
Şair ve ressam Gabriel Charles Dante Rossetti, şairin onuruna adını Dante Gabriel Rossetti olarak değiştirdi ve Dante’nin ideal kadını Beatrice’i resmetti (fotoğraf: Alamy)
Tarihe, efsaneye ve kutsal yazılara yapılan tüm bu göndermeler, Dante’nin gününün siyaseti hakkında yorum yapması için sözel bir cephane haline geldi. Örneğin, şu anda dünyamızda neler olup bittiğini anlamak için filmlerden veya TV şovlarından kesitler izlememiz gibi. Dante aslında döneminin politikalarına dair yorumlar yapmakta, başına gelenlerin intikamını almaktadır. Örneğin Papa’ya askerî yardımda bulunarak Kutsal Roma İmparatorluğu’nun kuyusunu kazmaya çalışan ve Floransa’daki yöneticilerle ittifak halinde Dante’yi oradan süren Fransız kralı Charles’ı hikâyede hedef alacaktır:
”Yeni Charles da Guelfleriyle yere çalmasın onu, tersin, daha güçlü aslan yelelerini yolan pençelerden korusun kendini.” Bu eser, Clive James’in 2013 tercümesi yoluyla, Dante’nin de kendini göstermesi için kişisel bir fırsattı, çünkü Charles ile aynı hizada olan güçler onu Floransa’dan sürgün ettirmişti – neredeyse son 20 yılı boyunca sevdiği şehirden onu men etmişlerdi.
İlahi Komedya dünyanın genelinde İngilizce konuşulduğu için, Şair William Blake’in güçlü savunmasına kadar popüler değildi (Fotoğraf: Alamy)
Dante’nin Pisa halkı için dileği “içinde yaşayanlar boğulsa sularda” olmuştur ve aynı kıtadaki Cenevizlilere şöyle seslenmiştir:
“Ey Cenevizliler, yol yordam bilmez kötülük yüklü kişiler, hâlâ ne işiniz var yeryüzünde?”
William Bouguereau’dan 1850’den Dante ve Virgil, Dante’nin hikaye anlatımının ne kadar canlı ve zengin olduğunu gösteriyor ( fotoğraf: Alamy)
Ayrıca, Dante’nin cezalandırma sistemi bir hayli yaratıcı, hayal gücümüzün sınırlarını zorluyor. “Baratarya suçlusu”, rüşvet almaya açık olan siyasetçiler için kullanılan bir terimdir ve bu suçlular yapışkan ziftin kaynadığı çukurlara doldurulur çünkü yaşadıkları süre içinde elleri paraya yapışmıştır, Mesih’i mahkum etmeye yardım eden baş rahip Kayafa’nın kendisi çarmıha gerilir ve Pisa kontu Ugolino’nun, kendisini hapse attıran ve çocuklarının açlıktan ölmesine neden olan başpiskopos Ruggieri’nin boynunu sonsuza dek kemirmeye hakkı vardır.
İtalyanca’ya Katkısı
Bu çarpıcı hikâye, Dante’nin hikâyeyi aktarmayı seçtiği dil sayesinde daha da güçlü hale geldi: Dante, o noktaya kadar İtalya’daki tüm ciddi edebî eserlerin yazıldığı dil olan Latince’yi değil Tuskan dilinin Floransa lehçesini kullanmıştır. 14. yüzyılın başlarında, çeşitli dış imparatorluk güçlerinin nüfuz için yarıştığı şehir devletlerinin bir parçası olan İtalya, aynı zamanda farklı dillerin hâkim olduğu bir ülkeydi. Tuskan dilinin Floransalı lehçesiyle yazmak, İlahi Komedya‘nın çekiciliğini sınırlayabilirdi. İlahi Komedya öyle popüler olmuştu ki bu lehçe yaygınlaşıp günümüz İtalyancasına yolu açmış ve Dante’nin edebî torunları Boccaccio ve Petrarch’ın da kullacağı dil olan İtalyanca ortaya çıkmıştır. Floransa ise Rönesans’ın merkezi haline gelmişti.
Anadilde yazmak ve İtalya’nın çoğu için yeni bir yerel dil oluşturmaya yardımcı olmak, Dante’nin fikirlerinin kök salmasına izin verdi ve Rönesans, Reformasyon ve Aydınlanma dönemlerinde entelektüel devrimler için zemin hazırlamaya yardımcı oldu. İki yüzyıl sonra Protestan liderler, İncil’i kendi dilinizde okumanın – kurtuluşun yalnızca Roma Kilisesi aracılığıyla mümkün olduğu fikrini baltalayarak- ona kendi kişisel anlayışınızı verebileceğiniz anlamına geldiğini savundular ve bunu Dante, İlahi Komedya‘sında sunduğu kozmolojinin unsurlarını doğrudan icat ederek zaten yapmıştı.
İncil’de yer alan boşlukları kendisine göre doldurmuş, böylece Rönesans ve Klasik öğrenmenin yeniden doğuşuna zemin hazırlamıştır. Dante’nin Cehennem tahayyülü, Aristoteles’in hayatta en önemli şeyin akıl olduğu fikrinden esinlenmiş ve bu düşünce daha sonra Protestanlığa uyarlanarak bireyin aklının kurtuluşa giden yol olduğu fikrine ilham vermişti.
Her bir Cehennem çemberi ve onlara atanan Yedi Ölümcül Günah, diğer birkaç kategoriyle birlikte sebeplerin başarısızlıklarına göre (şehvet, oburluk, açgözlülük ve tembellik gibi ilk dürtülerin zekayı bastırdığı daha küçük suçlar) ya da düpedüz bilinçli olarak akla yapılan saldırılara göre (Cehennemdeki en ağır suçlar olan ve lanetlilerin en alt, en karanlık dairelere yerleştirildiği dolandırıcılık ve fesatlık gibi) sınıflandırılır.
Dante’nin Mesih’e akıl yoluyla inanmanın, kurtuluşun anahtarı olduğu yönündeki önermesinin ötesinde, İlahi Komedya’dan önce var olan Roma Katolikliğinin pek çok yönünü bu kadar güçlü bir şekilde kınayan başka bir edebî eser düşünmek zordur.
Dante, hâkim olan Roma Katolik Kilisesi’nin para karşılığında insanların günahlarının affedildiğini gösteren belgeleri satmasını eleştiriyor, bunu yapan piskoposları eserinde lanetliyor ve sonsuz bir alevde yanmaları için cehennemine gönderiyordu.
Dante’nin Adaleti
Dante’nin ayrıca şaşırtıcı derecede küresel bir görüşü var, Hıristiyan olmayanlar için oldukça adil. Örneğin komutan Salahaddin’i, Hıristiyanlığa inanmayan ama adil olanların gönderildiği Araf’ta hayal ediyordu. Hatta adil olan ama İsa’dan haberi olmadığı için Hıristiyanlığı seçmemiş olanların Cennet’e gitmesine izin veriyordu.
İlahi Komedya, Batı tarihinde bir dayanak noktasıdır. Kendisinden önce gelen pagan ve Hıristiyan edebî ve teolojik ifadeyi bir araya getirir ve aynı zamanda gelecek modern dünyanın DNA’sını da içerir.
Bu eser hayatın anlamını taşımıyor olmayabilir fakat bizzat Batı kültürünün her şeyinin teorisini içerir.