‘Düşünen Adam’ heykeli en ünlü, en çok tanınan eserlerdendir. Bugün dünyada müzelerin ve üniversitelerin bahçelerinde, Fransız hükümeti meydanlarında, Rodin’in yaşamında ve ölümünden sonra dikilen yirmiden fazla Düşünen Adam heykeli bulunmaktadır. Kopyalar, tekrarlar, varyasyonlar ve çok daha fazlası bulunmaktadır.
Amerika’nın ‘Düşünen Adam’larından bir tanesi havaya uçtu. 24 Mart 1970 tarihinde heykelin altına yerleştirilmiş bir dinamit patladı ve bu patlama, heykelin bronz bacaklarına zarar veren bir patlamaydı. Heykel ne restore edildi ne de yerinden kaldırıldı. Patlamayı planlayanların; çılgın şehirliler değil, insanlara zarar vermeden dikkat çekmeye çalışan radikal isyancılar ve teröristler olduğu söylendi. Onlarca yıldır izleyici görüşlerinin, klasik metinlerin ve eleştirilerin, bilgi katmanlarının, coşkunun, duyuların, yeniden düşünmenin enerjisini biriktirmeyi seçtiler. Ve onu Vietnam’daki savaşı ve Amerikan politikasını protesto etmek için kullandılar.
Modernist dönüşümün temsilcilerinden olan Auguste Rodin’den, Dante’nin İlahi Komedya’sını betimleyen bir kapı yapması istenir. Bu sipariş üzerine Rodin, ‘Cehennem Kapısı’nı yapmaya karar verir. Burada kurgulanan cehennem, dünyada işlenen günahların karşılığı olan ceza betimlemeleri üzerinedir. Kapı, İlahi Komedya’da olduğu gibi 3 bölümden oluşmaktadır; Cennet, Cehennem ve Araf. Bu kapıların Araf bölümünde ise ‘Düşünen Adam’ vardır. Bu figürün Dante olduğu düşünülür, Düşünen Adam arafta kalmış ve iki dünya hakkında düşünmektedir.
Rodin, başlarda heykelin ismini “Şair” koymayı planlamıştı. Böylece Dante’ye atıfta bulunabilecekti.
Rodin ‘Cehennem Kapısı’ üzerine yıllarca çalışır ve bir gün eseri gören bir İngiliz eserde bulunan bu figürü satın alır ve adını ‘Düşünen Adam’ koyar. Orijinal halinde küçük olan heykel daha sonra büyütülmüştür. Rodin öldükten sonra 1922’de Rodin Müzesi’nin bahçesine taşınır ve günümüzde de orada sergilenmeye devam eder.
Güçlü, yoğun atletik vücut ve sakin duruş, yüz ifadeleri – bu kontrast artışı esere duygusal ve felsefi anlam katar. Rodin; kendi çalışmalarının ana sırrını kendisinin açığa çıkardığını düşündü: şekil iyi bir izlenim bırakıyor çünkü içinde her kas, her eklem, düşünce içindeki vücudun her parçası, ayak parmakları, yumruk, sırt ve burun delikleri vardı sadece beyin değil ve sadece genel bir ifade yoktu. Ancak izleyiciler, eleştirmenler, sanatçılar, yazarlar ve şairler, önce Pantheon’un önüne, daha sonra Biron Otelin bahçesine konulan “Düşünen Adamı’ inceleyerek saatler geçiriyorlardı, sonra büyütülmüş kopyalar yapılıyor ve dünyaya bırakılıyordu. Düşünen kişinin kendi düşüncelerinde verimsiz bir şekilde dolaşmalarından değil, işçi olan yaratıcının her zaman gördüğü somutlaştırılan imajlarındandır.
Rodin’in hayranı ve Rodin’in eserlerinden oluşan bir koleksiyona sahip olan Alman göz doktoru Max Linde, heykeltıraşa şunları yazdı: “Bunu, Cehennemin Kapılarını, insan tutkuları üzerinden ortaya çıkan kanun, düzen için yaptın. Bu durum sanatçının bütün evrene karşı olması olarak yorumlanabilir. İnsan, doğaya ve ilkel hayata karşı.” Max Linde evin önündeki bahçeye bir “Düşünen Adam” heykeli koydu – ve birkaç yıl sonra heykelin etrafında başka bir doktor arkadaşı Edvard Munch’in heykelini ekledi.
Kopenhag’daki eleştirmenler Düşünen Adam’ı önce “Cehennemin kapıları”nın genel kompozisyonundan zaten ayrılmış bağımsız bir heykel olarak gördü, Michelangelo dünyasına daldığını gördüler fakat onun öykünmesi olduğunu düşünmediler. Paris’te, neredeyse gelenek sebebiyle, “Düşünen Adam” ile dalga geçildi. Ancak gülmek, elbette, Rodin’in tümünün bilinen bir efsanevi figürü haline gelmedi. Ve heykeltıraş savunucuları toplanan parayı açıkladı – heykel satın almak için bir kamu aboneliği ve Fransız devletine transfer düzenledi. “Düşünen Adam”, bronzla kaplandı ve Pantheon’un önüne monte edildi. Ve 16 yıl sonra kaldırılmasına rağmen tartışmalar uzun süre boyunca azalmadı.
Rodin’in karısı öldüğünde, mezarının üzerine bu heykelin nihayetinde onun mezarı olacağını bilerek bir “Düşünen Adam” kopyası hazırladı.
Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, İsviçre, Sırbistan, Rusya, İngiltere, Vatikan ve Türkiye’de Düşünen Adam heykelleri bulunmaktadır. Heykel, Türkiye’de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde ve Sakıp Sabancı Müzesi’nde bulunmaktadır.
1950’li yıllarda Türkiye’de, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesindeki yerini alıncaya dek Düşünen Adam heykelini bir akıl hastanesinin bahçesine yerleştirmek, kimsenin aklına gelmemişti.
