Edvard Munch’ün “Yaz Gecesi” Teması

Munch; çalışmalarında yakalamaya çalıştığı, içinde aynı anda hem huzur hem kaygı uyandıran Norveç yaz ışıltısından oldukça büyülenmişti. Hemen hemen her yaz, yakındaki bir sahil kasabasına giderek yaz gecelerinin eşsiz atmosferini tam olarak yakalamak için 21:00 ile 23:00 saatleri arasında işine koyuluyordu: yani etrafında gördüklerini tuvaline aktarmaya.

Edvard Munch, Yaz Gecelerinin Gizemi

Seyir defterinde Munch, deniz kayalarının ona goblinleri ve deniz ruhlarını hatırlattığını yazdı: “Gece ışığında fantastik tonları olan şekiller var.” Ne yazık ki eleştirmenleri, Munch’ün resim konusundaki şiirsel yaklaşımını anlamadı ve eserlerini tam anlamıyla okuyamadı. 1890’lardaki eserleri düşmanca ve acımasızca karşılandı. Bazıları resimlerini “anlamsız” olarak nitelendirerek “sadece yumuşak, şekilsiz maddeden yapılmış kolayca atılan taşlar gibi” şeklinde eleştirdi.

Ses’te tasvir edilen kadın (bu arada, birlikte geçirilen ilk gecenin anısı olarak ressam daha sonra aklından resmetmiş), Munch’ün bir yıl önce tanıştığı ilk aşkı Millie Thaulow’du, Munch’ten büyüktü ve bir kaptanla evlendi.

Edvard Munch, Ses/ Yaz Gecesi

Ses’in iki versiyonu var. İlk olarak kabul edilen, Boston’daki Güzel Sanatlar Müzesi’ne aittir. 1894’ten kalma olan diğeri ise Munch Müzesi’ne aittir. 1890’ların başından bu yana Munch’ın eserlerinde daha güçlü bir atmosfer hissi var. Bunu masmavi eğrileri yansıtan koyu mavi tonların ve uzun ritmik çizgilerin resme doğa mistisizm hissi verdiği Ses‘te görebiliriz. Munch’un bu dönemdeki çalışmalarında Whistler, Böcklin, Van Gogh’un ve Gauguin’in etkisini hissedebiliyoruz.

Resim, çam ağaçlarının dikey çizgilerine ve yatay kıyı şeridine zıt olan kadının ayakta duran figürünün hakim olduğu çok katı bir bileşime sahiptir. Suya yansıyan ay ışığı demeti, resmin erotik içeriğinin altını çizen bir sembol olarak yorumlanmıştır.

Edvard Munch, Kıyıdaki Inger

Inger, Munch’un küçük kız kardeşiydi ve sık sık tabloları için ona modellik yapıyordu. Bu portrenin yapım yılında; Munch, 1888’den beri düzenli olarak ziyaret ettiği Oslo yakınlarındaki bir fiyortun kenarında yer alan küçük bir köy olan Åsgårdstrand’da bir ev kiraladı. Bu yer, daha sonraları birçok Oslo aydını ve sanatçıları için bir yazlık tatil yeri olarak hizmet verdi.

Edvard Munch, Aasgaardstrand’da Yaz Gecesi

Kendi yurdunda Munch oldukça tartışmalı olmaya devam etse de Fransa ve Almanya, çalışmalarını sıcak bir şekilde karşıladı. 1902 ve 1904 arasında Munch’ün eserleri, Paris Salon des Indépendants’da sergilendi ve Köprüdeki Kızlar adlı tablo 1904’te sunulanlardan biridir.

Edvard Munch, Köprüdeki Kızlar

1915 yazı diğerlerinden farklıydı: Munch, yazını her zamanki köyünde geçirmedi ancak Hvitsten’de Aula Üniversitesi’nin süslemeleri üzerine çalıştı. Ağustos ve Eylül aylarında Trondheim, Jeløya ve Kopenhag’a gitti.

Kaynak: 1

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir