Haftanın Tablosu: Van Gogh’un Son Tablosu, Buğday Tarlası ve Kargalar

1890 Temmuz’unda, Vincent van Gogh en iyi bilinen tablolarından biri olan Buğday Tarlası ve Kargalar‘ı boyamıştır. Amsterdam’daki Van Gogh Müzesinde sergilenen bu resmin, uzun zamandır ressamın intihar etmeden önce yaptığı son resmi olduğu düşünülüyor.

Vincent van Gogh, Buğday Tarlası ve Kargalar, 1890

Her ne kadar bu tablonun Vincent van Gogh tarafından yapılan son sanat eseri olduğu iddiasına itiraz eden pek çok kişi olsa da, van Gogh’un hayatının trajik sonunun neden bu resim ile bu kadar yakından ilişkili olduğunu anlamak mümkün. Resmin birçok unsuru, van Gogh’un duygusal telaşını gösteren işaretler olarak yorumlanabilir ve bunun sonucu olarak, sanat eserinin bir sanatçının zihinsel durumunu nasıl yansıttığına dair ilginç bir örnek oluşturur.

Resmin kendisi tuval üzerine yağlı boya, renkleri canlı ve fırça darbeleri etkileyicidir; van Gogh’un klasik tarzında olduğu gibi. Tuval, tepedeki tehditkâr gökleri ve buğdayların arasına karışan kargaları ile altın renginde bir buğday tarlasını tasvir etmektedir. Bir yol tarlayı bölerek bizi hiçbir yere götürmez. Bu, Van Gogh’un yayınlanan mektuplarında yazdığı gibi, yoğun yalnızlığı görselleştiren inanılmaz derecede kasvetli bir sahnedir. İlk önce gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz, tarlanın üzerindeki uğursuz karanlık, van Gogh’un kendi yaşamındaki yaklaşmakta olan depresyonu yansıttığı şeklinde yorumlanabilir. Ek olarak, karartılmış mavi boyayla etkisi verilen fırtına, ölümünün habercisi olarak görülebilir.

Tablodaki kuşlar ayrıca van Gogh’un duygusal durumuna da etkili bir referans olarak hareket etmektedir. Yaygın olarak korku filmlerinde ve gotik edebiyatında yer alan kargalar, tam da bu tabloya uyan, karanlığın bir göstergesi ya da ölümün alâmeti olarak kullanılır.

Alfred Hitchhock’ın Kuşlar filminden bir sahne (1963)

Buğday tarlasının resimdeki yeri, van Gogh’un son aylarını geçirdiği Fransa Auvers-sur-Oise’nin kenar mahalleleriyle ilişkilendirimiştir. Tarla aynı zamanda van Gogh’un intiharının konumu ile de ilişkilendirildi, bunun aslında onun son resmi olduğu varsayımının bir başka nedenidir. Hatta Buğday Tarlası ve Kargalar, ressamın intihar notu olarak anlaşılabilir; kargaların dağınıklığı, silah sesine verdikleri tepki olarak bile görülebilir.

Vincent van Gogh, Auvers-sur-Oise’de Köyü, 1890

Van Gogh’un bu resmi özellikle dikkat çekicidir çünkü bir sanat eserine anlam ve değerin nasıl uygulandığının mükemmel bir göstergesidir. Van Gogh, sanatsal kariyeri boyunca, hiçbiri bugün incelediğimiz resim kadar dikkat çekmemiş birçok buğday tarlasını boyadı. Etrafındaki trajik koşullar nedeniyle, bu sanat eserinin, “son resmi” olması gerekmeksizin, her ne olursa olsun yapışmaya devam eden belirli bir otorite ve değer geliştirdiği görülüyor. Bu nedenle, Crows’lu Wheatfield, bize birçok şahesere uygulanabilecek bir soru sormamızı sağlar; resmin kendisi mi yoksa arkasındaki sanatçı mı, bir sanat eserine anlam katıyor?

Eğer bu yazıyı beğendiyseniz şunları da beğenebilirsiniz:

https://www.sanatlaart.com/vincent-van-goghun-ask-hikayeleri/

https://www.sanatlaart.com/vincent-van-goghun-yatak-odasinin-ve-uc-farkli-versiyonun-hikayesi/

https://www.sanatlaart.com/haftanin-tablosu-vincent-van-gogh-bardakta-cicek-acmis-badem-dali-ve-kitap/

Kaynakça:http://www.dailyartmagazine.com/vincent-van-goghs-last-painting/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir