Ruhunuzu Aydınlatacak 10 Tablo

Tarih boyunca sanatçılar iki boyutlu bir yüzey üzerinde üç boyutlu görüntüler yaratmak için ışık ve gölgeyi çalışmalarında sık sık kullanmışlardır. Peki ya sanat eserlerindeki ışık, etraflarındaki boşluklar ve resme bakanlar üzerinde çok daha güçlü bir etkiye sahip olsaydı? Yazın, mutluluğun ve yaşamın şerefine, evinize ve umarız kalbinize güneş ışığı getirecek 10 resimden oluşan bir seçki karşınızda!

1. Jean-Honoré Fragonard, The Happy Lovers

Jean-Honoré Fragonard, Happy Lovers, 1751-1755, Norton Simon Müzesi, Pasadena, ABD.

Jean-Honoré Fragonard (1732-1806), Fransız bir Rokoko sanatçısıydı. Tablo, güneş ışığının vurduğu iki sevgili arasındaki keyifli bir sahneyi tasvir ediyor. Canlı bitkilerle çevrili genç çift, unutulmaz bir inzivanın keyfini çıkarıyor. Giysilerinin parlak renkleri, aşık çifti ve resme hâkim olan inceliği öne çıkarıyor.

Bu arada, genç adamın elinde beyaz bir güvercin var ve bakışlarını kapısı aralık bir kuş kafesi tutan güzel kızın yüzüne dikmiş. 18. yüzyılda kuş kafesi, birlikteliğin ahlaki ve erotik bir simgesiydi.

2. Joseph Mallord William Turner, Venedik: San Giorgio Maggiore — Sabah Suları

Joseph Mallord William Turner, Venedik: San Giorgio Maggiore — Sabah Suları, 1819, Tate, Londra, İngiltere.

Joseph Mallord William Turner (1775-1851), çoğunlukla manzaralarda uzmanlaşmış bir İngiliz Romantik ressam, grafiker ve sulu boya sanatçısıydı. 1819’da Venedik’i ilk ziyaretinde, bir dizi suluboya eser oluşturdu, Venedik: San Giorgio Maggiore – Sabah Suları onlardan biridir. Turner, sabahın erken saatlerinde San Giorgio Maggiore adasını pastel soğuk renklerle zarif bir şekilde çizdi. Yeterince yakından bakarsanız, San Giorgio Maggiore Bazilikası’nı görebilirsiniz.

3. Edward Hopper, Ground Swell

Edward Hopper, Ground Swell, 1939, Ulusal Sanat Galerisi, Washington, ABD.

Ground Swell, en ünlü ve önemli Amerikan realist ressamlardan biri olan Edward Hopper’ın (1882-1967) tablosudur. Diğer ressamlardan farklı olarak, realizme karşı yaratıcı sanatsal bir yaklaşımı vardı.

Uzaktaki bir fırtınanın neden olduğu bir grup dalga için zemin dalgası terimi kullanılmıştır. Sanat eseri, muhtemelen yaz aylarında, güneş vuran denizde tenha bir teknedeki dört kişiyi tasvir ediyor. Bazılarına göre, yaklaşan felaketin uğursuz bir işareti olan çan şamandırasına bakıyorlar. Üstlerinde hafif ama dikkat çekici bulutlar toplanmaya başlıyor. Bununla birlikte tablo, teknenin elektrik beyazı ile tamamlanan zengin turkuaz tonları ile oldukça etkileyicidir.

4. John Singer Sargent, Korfu’daki Portakallar

John Singer Sargent, Korfu’daki Portakallar, 1909, Worcester Sanat Müzesi, Worcester, ABD.

Amerikalı ressam John Singer Sargent (1856-1925), arkadaşları ve kız kardeşi ile Yunanistan’ın Korfu adasına yaptığı gezide Korfu’daki portakallar üzerinde çalıştı. Yeşillikler, uzak adalar ve Akdeniz, güneş ışığıyla dolu rahatlatıcı bir tabloyu zarif bir biçimde şekillendiriyor. Keyifli bir ışık ve gölge oyununda, renkler portakal ağaçlarına hayat veriyor.

Sargent daha çok portreleriyle tanınsa da, manzaraları ve suluboyaları daha duygusal ve kişisel bir anlam taşıdıkları için aynı derecede ilgi çekici.

5. William Holman Hunt, İngiliz Kıyılarımız

William Holman Hunt, İngiliz Sahillerimiz, 1852, Tate, Londra, İngiltere.

İngiliz ressam William Holman Hunt (1827-1910), yapıtlarında karmaşık ayrıntılar, yoğun renk bolluğu ve evrimleşmiş sembolizm ile tanınan Raphael Öncesi Kardeşlik’in kurucularından biriydi.

İngiliz Sahillerimiz tam anlamıyla baş döndürücü bir eserdir. Hunt, kayalıkları, koyunları ve sanat eserinin diğer unsurlarını farklı bakış açılarından resmetti. Örneğin sanatçı, sol alt köşedeki kelebeklere model olarak canlı bir numune kullanmıştır.

Sanat eseri, İngiltere kıyılarında muhteşem bir güneşli yaz gününü ölümsüzleştiriyor. Etkileyici bir şekilde, canlı ifadelere sahip koyunlar, sanatta mevcut olan geleneksel karakterlerin yerini almıştır.

1883’te İngiliz sanat eleştirmeni John Ruskin (1819-1900) şunları ifade etti:

“Gerçek güneş ışığının, renklerle olan uyumunu  göz ardı edemeyiz ve güneş ışığının zihnimizin içinde üretilen renk ve gölge dengesi için bir anahtar görevi gördüğünü söyleyebiliriz. Bu sanat tarihi boyunca ilk defa karşılaştığımız bir durumdur.”

6. Paul Signac, Port d’Antibes

Paul Signac, Port d’Antibes, 1917.

Fransız neo-empresyonist ressam Paul Signac (1862-1935), akıl hocası Georges Seurat (1859-1891) ile birlikte, bir görsel oluşturmak için küçük renkli noktalar kullanmayı esas alan bir resim tekniği olan noktacılığı yarattı.

Signac, Port d’Antibes’de gün batımını göstermek için çeşitli canlı renkler kullandı. Bazı balıkçı tekneleri suda hareket halinde, teknelerin birinde balıkçılar günün avını boşaltıyor. Bu arada ön planda egzotik tonlardaki heybetli bir çam ağacı resmin köşelerini çerçeveliyor. Bu resimdeki altın güneş ışığı kompozisyonu aydınlatıyor. Soğuk havaya sahip Alpes Maritimes, resimdeki belirgin sıcaklığı dengelemektedir.

Yeterince dikkatli bakarsanız eski şehri ve 1946’da Pablo Picasso’nun (1881-1973) resim yaptığı Château Grimaldi’yi görebilirsiniz. Akdeniz kıyılarında yer alan mucizevi Fransız kasabası Antibes’in sanatçılar için ilgi çekici bir destinasyon olmasına şaşmamalı!

7. Claude Monet, Rouen Katedrali: Portal (Güneş Işığı)

Claude Monet, Rouen Katedrali: Portal (Güneş Işığı), 1894, Metropolitan Müzesi, New York, ABD.

Anıtın karmaşık mimarisinden etkilenen Claude Monet (1840-1926), 1892 ve 1993 yılları arasında Fransa’nın Normandie kentindeki ünlü Rouen Katedrali’nin otuzdan fazla versiyonunu resmetti.

Monet, dikkatli fırça darbeleriyle, resminde katedralin güneş ışığıyla kaplı parlak cephesini oluşturmayı başarır. Ek olarak, yanardöner renkler, aydınlık sahnenin neşeli atmosferini güçlendirir. Bu örnekte olduğu gibi, katedralin versiyonlarının çoğu Monet tarafından Giverny’deki stüdyosunda resmedilmiştir.

1895’te Paris’teki Galerie Durand-Ruel’de Monet, katedrallerinden çizimlerinden 20’sini sergiledi. Rouen Katedrali serisindeki eserleri arasında Rouen Katedrali: Gri Hava (1892-4), Rouen Katedrali: Batan Güneş (1892-4) ve Rouen Katedrali: Güneş Işığı (1892-4) yer alır.

8. Anna Ancher, Mavi Odada Güneş Işığı

Anna Ancher, Mavi Odada Güneş Işığı, 1891, Skagens Müzesi, Skagen, Danimarka.

Mavi Odada Güneş Işığı, sanatçının kızının, büyükannesine ait mavi odada arkasına dönmüş şekilde tığ işi yaptığı bir tablodur. Anna Ancher (1859-1927), Skagen sanat kolonisiyle ilişkilendirilen Danimarkalı bir izlenimci ressamdı. Skagen Ressamları, izlenimciler gibi havayı resmetmek için kuzey Danimarka’da toplanan bir grup İskandinav sanatçıydı. Bu nedenle, kendilerini katı Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nden ve İsveç Kraliyet Sanat Akademisi’nden ayırmak istediler.

Çocuk elindeki göreve konsantre olmuşken resme bir dinginlik ve huzur duygusu hakimdir. Resimdeki güneş ışığı, pencerelerden nazikçe girer ve odayı zengin, parlak tonlarla sarar. Ancher’ın çekici renk ve ışık oyunu, resimlerinde benzersiz bir dinamizm yaratıyor. Bununla birlikte, konunun sadeliği, tasvir edilen sahne ve resme bakan kişi arasında yakın bir bağ kurulmasını sağlamaktadır.

9. Vincent Van Gogh, Selvili Buğday Tarlası

Vincent Van Gogh, Selvili Buğday Tarlası, 1889, Ulusal Galeri, Londra, İngiltere.

Hollandalı post-empresyonist ressam Vincent Van Gogh (1853-1890), şu anda Metropolitan Müzesi’nde bulunan Selvili Buğday Tarlası‘nı en iyi yaz manzaralarından biri olarak tanımlar. Bununla birlikte, bu yazı için seçilen resim, şu anda Londra’daki Ulusal Galeri’de sergilenen bir stüdyo yorumudur.

Bu duygu dolu resimde Van Gogh, çeşitli zıt unsurları yaratıcı bir şekilde dengelemeyi başardı. İlk olarak, dikey selvi, ipeksi bulutların yatay hatlarına güzel biçimde eşlik ediyor. Kapalı gökyüzü güneşi gizlese de, soğuk ve sıcak pastel tonlar arasındaki yumuşak gerilim, manzaranın parlaklığını sağlıyor.

Gece ortamında olmasına rağmen, benzer bir temaya Van Gogh’un Yıldızlı Gece’sinde de rastlanabilir – sanatçının istikrarsız zihinsel durumu nedeniyle bir yılını geçirdiği Saint-Rémy’deki akıl hastanesinin doğuya bakan penceresinden gördükleriyle hayata geçirdiği tablo.

10. Henri Matisse, Bonheur de Vivre (Yaşam Sevinci)

Henri Matisse, Bonheur de Vivre (Yaşam Sevinci), 1905-1906, Philadelphia, ABD.

20. yüzyılın en önemli sanatçılarından biri ve Fovizm’in (Fransızcada “vahşi hayvan” anlamına gelen “Fauve” sözcüğünden türetilmiştir) öncüsü olan Henri Matisse (1869-1954), olağanüstü akıcı biçimleriyle ve kompozisyonlarında kullandığı canlı renklerle tanınan bir Fransız sanatçıydı.

176,5cm x 240,7cm ölçülerindeki Bonheur de Vivre yaz ayında güneş altında yatan çıplak karakterlerle doğadan canlı bir sahne sunuyor. Kullanılan kırmızı ve yeşil tonlar, farklı bitki türleri ile süslenmiş yaratıcı manzarayı canlandıran neşeli bir kontrastı kucaklıyor. Figürlerden bazıları dans etmek veya şarkı söylemek gibi sanatsal faaliyetlerde bulunurken, diğerleri sadece kırların güzelliğinin tadını çıkarıyor. İtalyanların dediği gibi: dolce far niente!

Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/10-sunshine-paintings/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir