Sanatçı: Marie Bracquemond Kimdir?

1928’de Fransız sanat tarihçisi Henri Focillon, Empresyonizmin üç “büyük kadını” olduğunu yazdı: Berthe Morisot, Mary Cassatt and Marie Bracquemond. Bu üç sanatçı, uzun soluklu şöhrete ulaşmayı başaran tek kadın empresyonistlerdir. Aralarından en az bilineni ise tartışmasız Marie Bracquememond.


Çeviren: Şevval Yalçın

Marie Bracquememond, Otoportre

Ailelerinin sınıfı ve bağlantıları, cinsiyetçi engelleri aşmalarına büyük ölçüde yardım eden Morisot ve Cassatt’ın aksine, Bracquemond daha tuttarsız bir yetiştirmeden geldi. Babası doğumundan kısa bir süre sonra öldü. Yeniden evlendikten sonra annesi, Paris’in güneyine yerleşmeden önce onu sürekli bir yerden başka yere taşıdı.

Bir sanatçı olarak, Bracquememond büyük ölçüde kendi kendini eğitmişti ve bir genç olan yerel ressam Auguste Vassort ile eğitilmişti. 1857’de, sınırlı sanatsal eğitimine rağmen, Bracquemond’un resimlerinden biri o dönemde en çok saygı duyulan sanatsal etkinlik olan Paris Salon’da kabul edildi. Bu, ünlü sanatçı Jean-Auguste-Dominique Ingres’e sanatının bir tanıtımını yapmasına yol açtı ve stüdyosunda onunla çalışmaya başladı.

Marie Bracquemond, Otoportre

1860 yılında bir mektupta şöyle yazmıştı: “Mösyö Ingres’in ciddiyeti beni korkuttu…”çünkü Ingres resim alanında bir kadının bu cesareti ve aziminden şüphe duyuyordu…Onları sadece çiçeklerin, meyvelerin, hayatların, portrelerin ve bu tür sahnelerinin resmini çizmekle görevlendiriyordu. Stüdyoyu terk etti ve kariyeri için komisyon almaya devam etti.

Açık havada resim yapmaya başlayan ilk empresyonistlerden biri olarak tanınıyor. Bir defasında Empresyonizm’den söz etti:

“Sanki bir anda bir pencere açıldı ve güneş ile hava, evinize sel şeklinde girdi.”

Marie Bracquemond, başka bir sanatçı olan Félix Bracquemond ile evliydi. Félix’in kariyerinin gölgesinde kaldığı bir sanat kariyeri vardı. Yaratıcı bir işbirliği ve saygın bir evlilik olmaktan ziyade, Marie’nin ilişkisi 1890’dan sonra iş üretmeyi bırakmasının nedeni olmuştur. Her ne kadar Félix onu sanatına yardım eden ve etkilemiş olan ünlü sanatçılara tanıttıysa da, Marie’nin kariyerine son derece eleştireldi. En şiddetlisi, Empresyonizmi bir sanat hareketi olarak sevmemekte ve bu nedenle Bracquemond’un Claude Monet ve Edgar Degas’ı seçmen danışmanları olarak seçmesinden çok mutsuzdu.

Oğulları Pierre’e göre, Félix, Marie’nin tarz seçimini eleştirmekten daha fazlasını yapıyordu. İşine ve başarısına sürekli olarak muhalif görünüyordu. Örneğin, Marie’nin resimlerini ziyaretçilere göstermeyi reddeder ve eşinin kendi çalışmalarıyla ilgili eleştirilerini reddederdi.

Marie’nin 1890’da neredeyse tamamen sanattan vazgeçmesine yol açtığı iddia edilen şey de bu kızgınlıktı. Buna rağmen, yaşamının geri kalanı boyunca Empresyonizme ve ideolojisine bağlı kalmaya devam etti, hatta kocasının fikirlerine karşı savunmada yaptı.

Under the Lamp, 1887

‘Under the Lamb’ Bracquemond’un en tanınmış eserlerinden biridir. Arkadaşları ve sosyal çevresini tasvir eden birçok eserinden biri. Bracquemem burada, arkadaşı Alfred Sisley ve eşini Bracquemem’in yemek masasında otururken resmetmiş.

On the Terrace at Sèvres with Fantin-Latour, 1880

O zamanlar birçok kadın sanatçı gibi, Bracquemond kamusal alandaki hareketlerinde de sınırlıydı. Bu, ‘On the Terrace at Sèvres‘ gibi dış mekanlarının çoğunun kendi bahçesinde boyaması anlamına geliyordu. Bu çalışma, Empresyonizm stilin kullanılmasıyla elde ettiği renk, hareket ve ışık duygusunu örneklemektedir.

Kaynak: http://www.howtotalkaboutarthistory.com/artist-feature/artist-feature-marie-bracquemond/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir