Sanatta Semboller: Elma

Sulu ve sıradan bir meyve… Elma! Bu meyve görsel sanatlarda çelişkili anlamlarda kullanılıyor. Gizemli ve muğlak bu sembol birçok anlamı ortaya çıkarıyor ve çelişkili mesajları bir araya getiriyor. Elmalar basitçe iki yüzlülüğün ve sonsuzluğun sembolü denebilir. Dönem ve dünya çapında kabul gören düşünceler de elmaların neyi temsil ettiğini etkiliyordu. İnce ayrıntıları ve diğer anlamları bir kenara bırakalım, yüzyıllarca hem iyiyi hem kötüyü temsil ettiler. Gelin hep beraber sanatta elma sembolü ne anlama geliyor inceleyelim.

Sanatta Elma Sembolü: Paul Cezanne, Elma Sepeti, 1893

Mitolojinin Derinliklerinden

Mitolojiye yelken açalım ve elmanın sırrını çözmeye koyulalım! Slav peri masallarında karakterler genelde yaralı ya da hasta insanları kurtarmak adına gençleştirici elmayı bulmak için maceraya atılırlar. Sadece Slav halkında elmaya böyle anlamlar yüklenmemiştir. Elma, aynı zamanda Hayat Ağacı’dır. Bu ağacın altında kader yazılmış, tanrılar toplanmış ve insanlar ölümsüzlüğü, sağlığı ve gençliği aramıştır. Tabii ki elmanın sulu cazibesi de etkili olmuştur. Bunun da ötesinde, elmalar sağlığın ve zenginliğin de sembolüdür.

Sanatta Elma Sembolü: James Doyle Penrose, Idun ve Elmalar, 1890

Viking mitolojisinde elmalar, tanrıların ölümsüzlüğünün ve sonsuz gençliğin kaynağıdır. Tanrıça Iðunn tarafından dikkatlice korunur. Kelt mitolojisinde elma, bilgiyi ve bilgeliyi temsil eder. Kutsanmış Topraklar yani Avalon elma ağaçlarıyla bilinir. Bu elma ağacının meyveleri, ölümsüzlüğü ve mutluluğu bahşeder.

Sanatta Elma Sembolü: Antik Yunan Çanağı

Antik Yunan mitolojisine göre, sonsuz gençliği veren altın elmalar, dünyanın batısında bir yerde Okeanos sularının kıyısındaki hoş bir bahçede yetişirdi. Bu elmalar, ejderha Ladon ve Hesperides kardeşler tarafından korunuyordu. Bildiğiniz üzere Herkül, elmaları almayı başardı. 12 görevden biri olduğu için bu sayede mitolojide iz bırakmış oldu. Antik vazo resmindeki en popüler sahnelerden biri olarak sanatta da öyle.

Hesperides Bahçesi, modern dönemin bazı sanatçıları tarafından konu olarak kullanıldı. En ünlü çalışmalar; Fredric Leighton’ın Hesperides Bahçesi, Edward Burne-Jones’dan Hesperides Bahçesi ve Hans von Marées’den Hesperides’dir (üç parçalı tablo).

Sanatta Elma Sembolü: Fredric Leighton, Hesperides Bahçesi, 1891
Sanatta Elma Sembolü: Edward Burne-Jones, Hesperides Bahçesi, 1873
Sanatta Elma Sembolü: Hans von Marées, Hesperides, 1884

Güzellik ve zarafet Tanrıçaları “Üç Güzeller” çoğu zaman elma tutarken tasvir edilmiştir. Sonraları elma sırasıyla gençliği, sağlığı ve güzelliği temsil etmiştir. Bazen Güzeller mükemmeliğin simgesi olarak elinde top tutmuş ve bu da altın elma olarak yorumlanmıştır. Rönesans döneminde Güzeller’in elinde tasvir edilmesi de kayda değer. Aynı anlamı ve önemi içerdiğinden, elmalar Venüs’e de dayandırılmıştır. Elmalar aynı zamanda zenginliğin ve gücün göstergesi olarak hanedan armalarında da kullanılmıştır.

Raphael Sanzio, Üç Güzeller, 1505

“Elma Dünyaya Kötülük Getirdi”

Mitolojide elmalar doğurganlığın, gençliğin ve sağlığın sembolü olmasının yanı sıra kötülüğün de sembolüydü. Truva Savaşı bir elmayla tetiklenmişti. Elmanın adı da anlaşmazlık elmasıydı. Altın bir elmaydı bu ve Peleus ve Thetis’in evlenme töreninde Eris (Nifak tanrıçası) tarafından “en güzele” ithaf edilerek yerleştirilmişti. Eris ziyafete davetli olmadığı için kıskançlık etmişti. Tabii ki Hera, Atena ve Afrodit sembolik bir ödül istediler çünkü her biri kendilerini en güzel olarak görüyordu. Zeus, Truva Prensi Paris’ten elmayı en güzel kadına vermesini istemişti. Afrodit, Paris’e dünyanın en güzel kadını Helen’in aşkının sözünü verdi. Helen’in kaçırılması, Truva Savaşı’nı başlattı ve böylece elma anlaşmazlığın sembolü oldu. Masum bir meyvenin felaketin ve muhteşem tabloların kaynağı olmasının hikâyesi böyle başladı.

Yunan mitolojisinin döngüsündeki, en popüler olay örgüsü haline gelen Paris’in Yargısıdır. Aynı ismi taşıyan çalışmalara sahip sanatçıların listesi şu şekilde; Peter Rubens, Lucas Cranach the Elder, Auguste Renoir ve Mikhail Vrubel.

Lucas Cranach the Elder, Paris’in Yargısı, 1530
Pierre Auguste Renoir, Paris’in Yargısı, 1913

 

Anlaşmazlık elması çağdaş ressamlara göre hala ilgi çekici bulunuyor. Birçoğu, Paris’in pastoral güzellik yarışmasını anımsatan motiflere başvurmuştur. Mesela Alexander Melkinov’un yukarıdaki anlaşmazlık elması temalı resmi. Diğer eserler, eser sahiplerinin bireysel “dünyaya kötülüğü getiren” elma görüşleriyle dikkat çekiyor. Ramaz Razmadze’nin tasvir ettiği şeytanî elmaya bakın!

Dini Resimlerde Elma

Hristiyanlığın gelişiyle “Yasak elma” (Apple of the Fall) söz konusu hâle geldi. İlerleyen zamanda bu İncil motifi gerçek bahar ve cezbediciliğiyle gözler önüne serilmeye başlandı. Bu arada, İncil’deki Dünyanın Yaradılışı’nda bir elmadan değil bir meyveden bahsedilir. Bu nedenle, Erken Orta Çağ resimlerinde elma göremeyiz ki bu dönemde her nesne ve her hadise anlamı olan sembollerdi. Öte yandan, ilerleyen zamanlarda yapılan tablolarda ve çoğu dini resimlerde bebek İsa elinde elma tutar. Bu da geleceğindeki görevi insanlığın günahlarını temizleyen bir kurtarıcı olduğunu sembolize ediyor. Buradaki elma kurtuluş anlamına geliyor. Bazen elma yerine bebek İsa “İmparatorluk Elması” (globus cruciger) tutar. Bu da gücün sembolüdür.

Lucas Cranach the Elder, Madonna ve bebek Elma Ağacının Altında, 1530

Mısıra Yolculuk çalışmasında Çinli sanatçı He Qi Hristiyanlık konusuna ilginç bir yerden bakıyor. Geleneksel tablolarda bebek İsa kurtuluşun sembolü olan elmayı tutar. Bu sayede ilk günahı telafi ediyordur. Ancak He Qi’nin tekniği kendine epey has.

He Qi, Mısıra Yolculuk, 1951

Sonbahar motifi, Jan van Eyck’in Arnolfini Portresi’ni ince bir iplikle birleştiriyor. Resimdeki elmaları bulunuz.

Jan van Eyck, Arnolfini Portresi, 1434

Elmanın cezbedici sembolü tamamen dinî resimlere atfedilemez ama bu motifin ortaya çıkışı hâlâ İncil’e dayalı. Rönesans’tan itibaren Âdem ve Havva’nın resimleri resmediliyor ve sadece ilk günahın sembolü olarak da değil. En ünlü eserler Lucas Cranach the Elder, Peter Rubens, Hnedrick Goltzius ve William Blake’e aittir.

Bazı ressamlar bir bahçeyi veya bir ağacı, bir elma dalıyla ya da Âdem veya Havva’nın elinde bir elmayla değiştirmişlerdir.

Peter Paul Rubens, Âdem ve Havva, 1628

19. yüzyıl zamanlarında sanat cezbedici motifi üzerine yeniden düşünmeye ve negatif görsellerden uzaklaşmaya başladı. Elma artık günahı değil daha büyük bir duyguyu sembolize etmeye başladı. Aşkı!

Sağlığın Sembolü

Zamanla; çağların, trendlerin ve tarzların da değişimiyle sanatçılar elmaları iyimser; aşkın, hayatın, baharın ve sağlığın aydınlık tarafını sanata kazandırdılar.

Rönesans’ta ressamlar cennet bahçelerini elma ağaçlarıyla doldurdular. Sandro Botticelli’nin Bahar’ında, Lucas Cranach the Elder’ın Altın Çağ’ında elma ağacı, dünyanın merkezi, hayat ağacı ve gençliğin somutlaştırılmasıdır.

Sandro Botticelli, Bahar, 1485.

Elma genellikle gençliğin, güzelliğin ve sağlığın simgesidir. Birçok ustanın modellerinin ellerinde elmalar tasvir etmesine şaşmamalı!

Buradaki elmaların rengine dikkat edin. Titiz bir şekilde çizilmiş, kızarmış, altın bir elma göreceksiniz. Bu da sağlıkla bağdaştırılır.

Vasily Tropinin, Elma ve Kız, 1800
Alexander Mikhailovich, Elma ve Kız, 1928

Günümüzde Elma

20. yüzyılın kültürü kahraman meyvenin simgesinde kendince tashihler yaptı. Seçkin bahçıvan Claude Monet, çiçek açan elma ağacı bahçesi resmetti. Olgunluğu ve yaşama olan susuzluğu bu sayede gösterdi. Cézanne’in “elma temasına” katkısı ise yaklaşık iki yüz natürmort ve masada pek çok elmaydı. Bir defasında “Paris’i bir elmayla şaşırtacağım!” demişti ve sözünü de tuttu. Yeni sanat vizyonuna basit bir meyve simgesi ekledi.

Salvador Dalí

Salvador Dalí sıradanı görülmemişe çevirdi. Bir keresinde şöyle söylemişti:

“Bir elmayı olduğu gibi çizmek ahmaklık. En azından bir solucan çiziverin. Aşkla parçalanmış bir solucan. Kastanyet eşliğiyle dans eden bir ıstakoz mesela. Sonra da filler elmalar üstünde kanat çırpsın. Asıl o zaman elmayı göreceksiniz.”

Böylece sırların içinde yüzen bir natürmort çizdi. Kırmızı bir elmanın yardımıyla yaptıgı şeye: “Dağınıklığı ortadan kaldıran pohpohlandırmayı göz önünde bulundurarak mekân ve zamanı kavrama kararı aldım ve anlamaya başladım.” demiştir.

René Magritte, Adamın Oğlu, 1964

Bu arada, bu aralar sanatçılar elmayı zehirli yeşil renginde tasvir etmeye karşı pek de isteksiz değiller. Böylece tatlı ve ekşi ikilemini vurguluyorlar. Belçikalı sürrealist ressam René Magritte elma simgesine epey ilgi duyuyor, elmaya geleneksel bir anlam bahşediyor. Misal, elma ilk günahın simgesi ve cezbedicidir. Bunu da Adamın Oğlu çalışmasında gösteriyor.

Modern sürrealist Vladimir Kush da Magritte’in adımlarını takip ederek yeşil elmayı bir tırtılla ya da yarım bir elmayı kelebek şeklinde tasvir ediyor. Ne yazık ki, bu tasvirden hiç vazgeçmedi!

Kitle kültürü elma simgesine pek de yabancı değil. Bize tanıdık gelen çoğu motifin karışımları kullanılıyor. Çoğu zaman reklamcılıkta, logolarda ve ticari markalarda görülebiliyor. Örnekleri burnumuzun ucunda. Mesela Apple ısırılmış bir elma kullanıyor. Bilginin ve esenliğin simgesinin başarılı bir şekilde kullanıldığını söyleyebiliriz. Ünlü logo Pablo Picasso’nun stilini de andırıyor. Sanatta her şey tekerrür eder. Elmalar bile!

Kaynakça: https://arthive.com/encyclopedia/68~Apple_symbolism_in_art

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir