Sembolizm Sanat Akımı Nedir?

Sembolizm kafa karıştırıcı bir terim gibi görünebilir. Genellikle diğer Post-emprestyonist akımlarla aynı grupta gösterilen Sembolizm, neredeyse İzlenimcilik ile aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Bu yüzden ona ‘post’ empresyonist demek pek de doğru sayılmaz. Peki Sembolizm aslında nedir? Bu yazıda Sembolizmi anlamada yardımcı olacak beş maddeyi derledik.


Çeviren: Elif Dağatar

1. Sembolizm ilk olarak Fransız edebiyat akımı olarak ortaya çıkmıştır.

Gustav Klimt, Music, 1895, Bayerische Staatsgemäldesammlungen – Pinakhoteken, Munich

Sembolizm, on dokuzuncu yüzyılın sonlarının bir sanat akımıydı. Edebiyatta ise bu stil, 1857’lerde Charles Baudelaire’nin Les Fleurs du mal (Kötülük Çiçekleri) kitabı ile ortaya çıkmıştır. ‘Sembolist’ teriminin kendisi ise birbiriyle bağlantılı edebiyat ve sanat sembolizmin dekadanlarını ayırt edebilmek için eleştirmen Jean Moreas tarafından ortaya atılmıştır. Sembolizm, ‘sade anlam, iddialar, sahte duygusallık ve olgusal açıklamalar’a karşı hasımlığını göstermiş, amacının ‘ideal’i sezilebilir hâle getirmek’ olduğunu bunun da ‘hedefin kendisi değil, aksine tamamen ideali dışa vurmak’ olarak açıklanmıştır.

2. Sembolizm sanatçıları sanatın doğal dünyayı olduğu gibi göstermekten çok, bir duygu veya fikri yansıtması gerektiğine inanmıştır.

Mikalojus Konstantinas Čiurlionis – Finale (Sonata of the Sun). 1907, Memorial Museum of M.Ciurlionis, Kaunas

Sembolistler bir bölgeye toplanmış homojen bir grup değildi. Bütün Avrupa’ya yayılmış bağımsız olarak çalışan, hepsinin kendine özgü estetik duyguları olan fakat benzer görüşlere sahip sanatçılar bulunmaktaydı. Öncü sanatçılardan bahsetmek gerekirse: Gustave Moreau, Gustav Klimt, Mikalojus Konstantinas Čiurlionis, Jacek Malczewski, Odilon Redon, Pierre Puvis de Chavannes, Edvard Munch ve Félicien Rops sayılabilir. Ayrıca Auguste Rodin de bazen sembolist bir heykeltıraş olarak anılırdı. Bu isimlerden her biri sembolizmi kendi yöntemleriyle ifade etmiştir.

3. Sembolistler; İncil’den hikâyeler, Yunan mitolojisi ve fantastik canavarlardan oluşan hayal âlemleri üretmiştir.

Odilon Redon, Eye-Balloon, 1878

Sembolist sanatçılar, mitolojinin ve rüyaların hayal gücünü kullanmıştır. Bütün bunlar, eserleri Baudelaire tarafından çevrilen Edgar Allan Poe ile başlamıştı. Sembolizmin kullandığı semboller bir ana akımın ikonları değil tamamen kişisel, özel, saklı ve muğlak referanslar olmuştur.

4. En sevilen konular: sevgi, korku, keder, ölüm, cinsel uyanış ve karşılıksız arzular olmuştur.

Edvard Munch, The Dance of Life, 1899, Nasjonalmuseet, Norway, Oslo

Edvard Munch’ın Çığlık’ı en bilinen Sembolist eserdir. Bu eserde izolasyon, hayal kırıklığı ve psikolojik ızdırap şekilsiz formlarla, canlı renklerle ve akıcı fırça darbeleriyle en iyi şekilde ifade edilmiştir. Munch’ın tarzı modern yaşamın gerçek anksiyetisine dayanır. Resimleri; hastalığı, yalnızlığı, umutsuzluğu ve mental sıkıntıları sevgiyle birleştirir, bunların ‘modern psikolojik yaşam’ olduğunu simgeler.

5. Ve tabi ki Femme fatale’ler.

Gustave Moreau, The Apparition, 1876, Musée du Louvre, Paris

Kadınlar, evrensel duyguları yansıtmada sevilen bir sembol olmuştur. Arzulu bakireler ve tehditkar femme fatale’ler* olarak ortaya çıkarlardı. Femme fatale kategorisinde Gustave Moreau, Oedipus ve Sfenks gibi resimlerle erkek yiyen sfenks ve Vaftiz Yahya’nın kafasını kesen Salome motiflerini popülerleştirmiştir. Üst sınıf Viyana kadınlarını baştan çıkarıcı olarak gösterdiğinden Klimt’in eserleri bir skandal olarak nitelendirilmiştir.

*Femme Fatale Fransızca’dan diğer dillere direkt olarak okunuşuyla birlikte geçmiş (Fam Fatâl), çeviri anlamı “ölümcül kadın”dır. Mitolojide Lilith ve Hera Femme Fatale olarak bilinmektedir
Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/5-facts-that-will-help-you-understand-symbolism/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir