Tablolarda En İyi Müzik Tasvirleri

Resimlerde müzik nasıl gösterilir? Bunu hiç düşündünüz mü? Resim ve müzik arasında ortak bir şeyler olduğu inkâr edilemez. Birinin diğerine olan etkisi birçok sanatçının eserinde bariz belli. Bu sanatçılara örnek olarak Wassily Kandinsky ve Paul Klee’yi gösterebiliriz. Sanatçılar tablolarındaki tonları ve estetik ritimleri keşfettiler. Müzikte temaların tekerrür etmesi ve zaman içinde önemli eserlere dönüşmesi pek şaşırtıcı değil. İşte karşınızda resimlerde tasvir edilmiş 10 müzik tasviri!

Lawrence Alma-Tadema, Sappho ve Alcaeus, 1881, Walters Sanat Müzesi, Baltimore, ABD.

Pencere Yanında Prova

Silverstro Lega, 19. yüzyıldan İtalyan bir sanatçımız. Stili en iyi purismo yani pürizm ya da özleştirmecilik kelimesiyle anlatılabilir. Ancak ilerleyen zamanlarda bu stil Realizme dönmüştür. Toskana’nın Macchiaioli ressamlarıyla içli dışlı olmasına rağmen sanatsal teknikleri geleneksel derecede akademik kalmıştır. Lega, ciddi ve uyanık bir adamdı. Bunu da eserlerinden görebiliyoruz.

Silvestro Lega, Stornello’nun Şarkısı, 1868, Galleria Nazionale d’Arte Moderna di Palazzo Pitti, Floransa, İtalya.

1861 ve 1870 yılındaki tabloları, Lega’nın mutlu dönemi olarak tanımlanır. Bu süre boyunca, Batelli ailesinin büyük kızları Virginia ile iletişim halinde olabilmek için bu aileye yakın bir yerde oturmuştur. Bu süreçte Batelli ailesinden pek çok kişinin tablosunu yapmıştır.

Mesela, burada geniş bir pencerenin önünde üç kadın görüyoruz. Odanın tavanı yüksek, odada kallavi bir perde ve kilim görüyoruz. Arkada kalan iki kadın, genç piyanistin müziğine eşlik ediyor gibi gözüküyor. Soluk renkler ve kadınların tasviri bariz bir ciddiyet katmış. Lega da bunun yüzünden epey eleştirilmiştir.

Romantik Müzikal

Emil Rau, Serenat, 1937, özel koleksyon.

Emil Rau, aramıza Almanya Dresden’den katılıyor.  Kendisi 19. yüzyıl ressamlarındandır. Rau, sanattaki çağdaş gelişmeleri kabul etmez. Haliyle, en çok tanındığı konuyu yani Almanya’nın kırsal kesimlerindeki romantikliği ele alır.

Yukarıdaki eser Rau’nun esas estetik görüşünü bizlere gösteriyor. Bu resimde, geleneksel Alman kıyafetleri giyen genç bir çift ahşap bir balkonda oturuyorlar. Dağlarıyla çimenleriyle pastoral bir arka plan görüyoruz. Eserin isminden de anlayabileceğimiz gibi, kadın karşısındaki adama serenat yapıyor ve adam da pek ilgili. Adamın flörtöz bakışları, kadının utangaç gülümsemesi ve yoğun beden dili güçlü bir resim oluşmasını sağlıyor. Bakan, kendini bu anı bozuyormuş gibi hisseder.

Yeşillikte Performans

François Boucher, Çoban Gayda Çalıyor, ca. 1754, Güzel Sanatlar Müzesi, Boston, ABD.

François Boucher, belki de 18. yüzyılın en çok tanınan Rococco sanatçılarından olabilir. Muhteşem yeteneğiyle tiyatro kostümleri, sahne tasarımları ve duvar kâğıdı dokumaları yapmıştır.

François Boucher’in bu huzur veren pastoral karesi duvar kâğıdı dokumalarında motif olarak kullanılmıştır. Buna da “Boucher’in çocukları” denmiştir. Bu duvar kâğıtlarını Paris’teki Gobelins Fabrikası üretmiştir. Bu motifler başka tasarımlara ve heykelciklere de uygulanmıştır.

Resim, genç bir çocuğun gayda çalmasını tasvir ediyor. Bu esnada bir spanyel ayaklarının üstüne kalmış merakla çocuğu izliyor. Çevredeki kuzular da huzur hissi uyandırıyor.

Oryantalist Müzik Performansı

Osman Hamdi Bey, İki Müzisyen Kız, 1880.

Osman Hamdi Bey entelektüel ve üretken bir sanatçımızdı. Siyasetin içinden olan bir ailede büyüyen Osman Hamdi Bey, hukuk eğitimi almış hatta siyasi görevlerde de bulunmuştur. Aynı zamanda başarılı bir arkeologtur. Bundan bahsetmişken İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu olduğunu hatırlatmadan olmaz. Aynı zamanda günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ni de kurmuştur.

Resme olan tutkusunun peşinden koşma kararı alınca Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger gibi üstatların izinden gitmiştir. Sanatsal alandaki katkılarından birinin Oryantalist ekoldeki çalışmaları olduğunu söyleyebiliriz. Tablolarında Osmanlı kadınlarının çeşitli hallerini görmek mümkündür. Mesela, kitap okuyor, çiçek aranjmanı yapıyor ve tabii ki enstrüman çalıyorlar. Yukarıdaki tabloda iki kadın görüyoruz. biri tef biri tafta çalıyor. Lüks, modern renklerde şallar ve ipek elbiseler giyiyorlar. Sanatçımız, Bursa’daki I. Mehmed Camii’nin ya da Yeşil Camii’nin unsurlarını resme işlemiş, arka plandaki arabesk desenleri ve süslü kilimleri eserlerinde vurgulamıştır.

Aile Konseri

Georgios Jakobides, Çocukların Konseri, 1900, Atina Ulusal Galerisi, Atina, Yunanistan.

Georgios Jakobides önde gelen Yunan ressamlardandır ve Münih Okulu’nun Yunan sanat akımının da savunucusudur. Jakobides Atina’daki Ulusal Yunan Galerisi’nin kurucusu ve ilk müze müdürüydü. Münih’te uzun süre yaşadı. Bu nedenle de eserlerinde Alman etkilerini görebiliyoruz. Örneğin, bu resimdeki mekânın geleneksel Bavyera evlerinin içi olduğunu söyleyebiliriz.

Mekân, geniş pencereler sayesinde aydınlanmış bir ev; gürültülü, şen bir ev halinden oluşuyor. Bu şenliğin merkezi dört genç çocuk. Çeşitli nesnelerle annelerine ve kız kardeşlerine büyüleyici bir müzikal ortaya çıkarıyorlar. En küçük kardeşleri ve anne pencerenin solunda oturmuş, anne, kardeşlerinin müziğiyle neşelenen evladıyla ilgileniyor. En büyük abla pencerenin yanında, tam tablonun merkezinde oturuyor. Onun da bu durumdan hoşnut olduğu pek bariz.

Çıplak ayaklı çocuklar ve sıcak tonların hem rahat bir ortam hem de nostalji oluşturuyor. Bu tablonun, 1896’da yapılan versiyonu gri tonlarda yapılmıştı. Ancak bu versiyonunda daha aydınlık, Post-empresyonist tatlara yakın tonlar görüyoruz.

İncil Nağmeleri

Julius Kronberg, David ve Saul, 1885, Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Stockholm, İsviçre.

Bu resim David ve Saul’un İncil’de anlatılan bir sahnesini tasvir ediyor. Kitaba göre, Birleşmiş İsrail’in ilk yöneticisi Saul, David’in gitgide büyüyen başarısına içerler. İki olayda David harp çalarken Saul ona mızrak atmıştır. Bu hikâye pek çok sanatçı tarafından tasvir edilmiştir.

Bu yorumda Saul büyük koltuğa uzanır halde, rahat bir görünümde tasvir edilmiş. Odağı genç David’dedir. David de Saul’un önündeki bir kilim üzerinde oturuyor ve harp çalıyor. Saul’un rahatlamış beden dilinin aksine ürkünç mızrak elinde duruyor. Hedefine de pek yakın. Ayrıca, heykel ve rölyef panellerinin yanı sıra karmaşık duvar halısı ile tamamlanan zengin ortam da göze çarpıyor.

Festival Şarkısı

Gerard von Honthorst 16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarının ressamıdır. Bu dönemi bizler Hollanda Altın Çağı diyoruz. Gece manzarası resimleriyle tanınırdı. Bu resimlerindeki aydınlatmalar yapay aydınlatmalardı. Bu yüzden de Gherardo delle Notti ya da “Gecelerin Gerard’ı” lakabını aldı.

Sanatçımız İtalya’da kısa bir dönem eğitim aldı. Caravaggio’nun stilinde epey etkilendi. Gece manzaralarının aksine, yukarıdaki resim gündüz vakti balkonda gerçekleşen bir şenliğin resmi. Resme aşağıdaki izleyicilerin gözlerinden bakılıyor. Figürler, balkonun etrafında toplanmışlar. Canlı kıyafetler ve şenlik havası festivalin neşesini adeta kanıtlıyor. Bir papağan ve köpek, müzisyenlerin arasından izleyicilere bakıyorlar.

Paris Gecesinde Müzik

Edgar Degas, Café Singer, 1879. Şikago Sanat Enstitüsü, Şikago, ABD.

Bu resim, performansın ortasında vokalistin güçlü halinin bir tasviri. Edgar Degas, şarkıcının yüksek notaya çıktığı ânı profesyonelce yakalamış. Şarkıcının sahneye olan teslimiyeti, Degas’nın beden dili tasvirlerinden görülüyor.

Ne söylediğini bilmesek de, şarkıcının performansının bize dokunmaması imkânsız. Performans, Paris’te bir kafede geç bir saatte gerçekleşiyor. Bu dönemde Degas, Mary Cassatt ile birlikte pastel tonları keşfediyordu.

Talim Vakti

Frederic Leighton, Müzik Dersi, 1877, Guildhall Sanat Galerisi, Londra, İngiltere.

Frederic Leighton, İngiliz bir ressam ve heykeltıraştır. Akademik türden eserleri pek sevilir. Tarihî, klasik ve dinî temalı tasvirleri çok beğenilmiştir.

Yukarıdaki şahane resminde Leighton, modellerini saz çalarken tasvir etmiştir. Genç olan Connie Gilchrist’tir. Connie, James Mcneill Whistler, Frank Holl ve hatta Lewis Carol için modellik yapmıştır. İleride, Orkney kontesi olmuştur.

Bu resimde, kendisinden yaşça büyük ona saz öğreten bir kadınla tasvir edilmiş. Burada, öğretmen onu şefkat ve aileden biri şekilde sararak saz öğretiyor. İki kadın da şatafatlı, güzel kıyafetler giymiş. Leighton’ın Suriye’ye olan gezintilerinden etkilendiği Orta Doğu mimarisinin esintilerini de burada görüyoruz.

Gece Vakti Performansı

Vida Gabor, Eski Dostlar, 1937-1999, özel koleksiyon.

Listemizin sonuna Macar ressam Vida Gabor’umuzu koyalım. Gabor, müzisyenlik eğitimi aldı. Budapest Opera’da Philharmonic Orkestrası’nda yaklaşık yirmi beş sene boyunca çalıştı.

Resim yapmayı ve heykeltıraş yapmayı sürdürse de ancak 40 yaşına geldiğinde buna tam zamanlı bir iş olarak başladı. Görsel olarak farklı gözüken özel estetik anlayışıyla biliniyor. Eski Avrupai dünyanın bir yansımasının pek gerçekçi tasvirlerini çizdi. Hem gerçekçi hem de resim kalitesinde son derece ayrıntılı resimlerden bahsediyoruz. Gabor’un resimleri genelde gece vaktinde yaşlı erkeklerin ve kadınların yer aldığı resimlerdi.

Adı üstünde Eski Dostlar’da da sıcak bir sahne bizi karşılıyor. Yaşlı bir arkadaş grubu akşam vakitlerini eğlenerek, içerek ve şenlenerek geçiriyorlar. Göründüğü üzere birbirleriyle iyi anlaşıyorlar. Şakacı ve rahat hallerinden belki de geceyi erken başlattıklarını bile düşünebiliriz. Adamlardan biri keman çalarken tasvir edilmiş. Şen şakrak bir şeyler tıkırdattığından eminiz!

Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/music-in-paintings/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir