Sanat Tarihindeki Düğün Çizimleri

Sadece bana mı oluyor yoksa siz de Facebook sayfanızı aşağı kaydırırken kendinizi arkadaşlarınızın / tanıdıklarınızın mutlu düğün fotoğraflarına bakarken buluyor musunuz? “Kendi başıma” ikinci bir Bridget Jones oluyormuşum gibi hissettiriyor… Her neyse, bir iyilik perisi olduğumdan, tüm yeni evlilere hayatlarının yeni sahnesinde en iyisini dilemek istiyorum, bu yüzden buraya şans getirsin diye ve tabii her zamanki gibi sanat tarihi için ilham olsun diye en ünlü düğün çizimlerini bırakıyorum:

Nişan

Jan van Eyck, Giovanni Arnolfini and His Wife (the Arnolfini Portrait), 1434, The National Gallery, London

Bu resim üç farklı şekilde yorumlanabilir: Giovanni Arnolfini’nin genç nişanlısıyla nişan portresi olarak (resimdeki şişmiş karın Van Eyck zamanındaki popüler güzellik idealinin ifadesi olarak değerlendirilir, Lucas Cranach’ı düşünün), bir evlilik eylemi sahnesi olarak ya da karısının zaten ilk çocuğunu bekliyor olduğu bir yeni evli portresi olarak. Van Eyck bu çalışmaya birkaç sembolik nesne eklemiştir: sadakatin sembolü olan bir köpek yavrusundan tutun ev rahatlığını simgeleyen terliklere, pencere eşiğinde durup zenginliğin yanı sıra evlilikte doğurganlığı temsil eden portakallara, son olarak da ikisinin evliliğine tanık olan Tanrı’nın gözünü simgeleyen duvardaki dışbükey aynaya kadar.

Geçit Töreni

Giotto, The Virgin’s Wedding Procession (a part of the cycle of frescoes), 1305, Scrovegni Chapel, Padua, Italy

Giotto, duygu tasvirinde gerçek bir ustaydı (Batı resminde bunu yapan ilk kişi olarak kabul edilir). Mary’nin yüzüne bakın, güvensiz ve gergin, endişeyle düğün elbisesiyle oynuyor. Giotto’nun dehası adeta onun bu paniğini ve yaşlı bir adamla evlenme korkusunu hissettiriyor.
(Daha önemsiz bir not: Biri bana balkondan çıkan bitkiyi adlandırmamda yardımcı olabilir mi? Tahminimce Yahudilerin şükretmek için kullandığı bir palmiye, ama emin değilim, her yönlendirmeye açığım!)
GÜNCELLEME: Viyana’dan Dagmar Atynski, yaprağın uzun yaşamın bir sembolü olan akantus bitkisine ait olduğunu öne sürüyor. Farklı bir fikri olan?

Merasim

Henri Rousseau, The wedding party, c.1905, Musée de l’Orangerie, Paris, France

Ve işte karşınızda o özel an! Herkes çok ciddi görünüyor ama sanırım bunun sebebi ağlamamak için zor durmaları…
Ve sonra, Rousseau bize günümüzün modası açık hava düğünlerinin bizim buluşumuz olmadığını gösteriyor. Köpeği tespit edin, gelinliğin kör edici beyazına kromatik bir karşılık ve yeniden, sadakatin simgesi.

Karşılama

Pieter Bruegel the Elder, Peasant Wedding, 1568, Kunsthistorisches Museum, Vienna, Austria

Düğünlerin en sevdiğim kısmı! Bir köylü düğününde bile bol miktarda yiyecek, birkaç iyi içki, profesyonel duyulmaya çalışırken aslında yemek yemenin hayalini kuran bir grup ve her zaman bir köşede oturan, unutulmuş sayılabilecek çocuklar bulunur. Bu tür bir sahnede, yeni evliler pek de önemli sayılmaz: önemli olan Bruegel the Elder’in de mükemmel bir şekilde tasvir ettiği misafirler ve rahatlatıcı kaosun canlı atmosferidir.

Parti, parti, parti!

Pieter Bruegel the Elder, The Wedding Dance in the open air, c.1566, Detroit Institute of Arts, Detroit, MI

Düğünün en sevdiğim ikinci yanı, herkes mutlulukla dolu ve hafif çakırkeyifken düğün, dans pistine veya bu çizimde olduğu gibi çayıra taşınır. Etrafta dört dönmek, zıplamak, rastgele öpüşmek (çifti tespit edebildiniz mi?) ve diğer insanların ayaklarına basmak. Fazlasıyla eğlenceli!

Düğün Gecesi

Dante Gabriel Rossetti, The wedding of Saint George and Princess Sabra, 1857, Tate Britain

Tüm konuklar sabahın erken saatlerine kadar eğlenirken, çiftin niyahet sadece kendilerine ayıracak bir zamanı olur. İngiltere’deki St. George hikâyesinin yayılmasına katkıda bulunan Altın Efsane’de prensesin anonim olmasına rağmen Sabra, Elizabethan yazarı Richard Johson tarafından 1596 yılında verilen bir isimdir. Hristiyanlığın Yedi Şampiyonu’nda Mısırlı bir prenses olan Sabra, kurtarıcısıyla evlenir ve çocukları olur.

Parti Sonrası

Edvard Munch, The Wedding of the Bohemian, Munch Seated on the Far Left, 1925, Munch Museum, Oslo, Norway

Düğünden sonraki gün, gelin ve damat balayına çıkmışken herkes önceki geceden kalanları yemek için yeniden toplanır. Acı tatlı bir atmosfer hâkimdir; akşamdan kalma biri, ayaklarının fazla dans etmekten veya çok rahatsız eden yüksek topuklu ayakkabılardan dolayı ağrıdığından şikayet eden biri, kendi düğününü anımsayan biri, ve neşeyle boşluk hissini aynı anda yaşayan ebeveynler resmedilmiştir.

Kaynakça: dailyartmagazine.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir