30 Mart 1890’daki ölümünden bir yıl önce Van Gogh, Saint Paul de Mausele’ye, Saint Remy’de bir akıl hastanesine (orijinalinde bir 12.yy manastırına), girmeye karar verdi. İzole olmak onun istediği şeydi.
Hastanede, bazıları onun en ünlü eserleri olan 130’a yakın resmi yaptı; kaldığı ilk haftada ünlü süsenlerini yapmaya başladı, akıl hastanesinin bahçesindeki doğa ile çalıştı.
Süsenlerin 1889 Eylülünde Salon des Independant’daki sunumundan sonra Van Gogh’un abisi ona yazdı: “Göze uzaktan saldırıyor. Nefes ve hayatla dolu bir çalışma.”
Van Gogh’a göre resim ‘hastalığı için bir paratonerdi.’ Çünkü o resim yaparak kendini delirmekten alıkoyabileceğini hissediyordu. Devamlı resim yapma yeteneğini gördükçe gerçekten deli bir adam olmadığına emin oluyordu.
Eğer Süsenler’e yakından bakarsanız her bir çiçeğin eşsiz olduğunu görebilirsiniz. Van Gogh çeşitli silüetler yaratmak için onların kıvrımlarında ve şekillerinde dikkatlice çalıştı. Resmin ilk sahibi, Fransız sanat eleştirmeni ve Van Gogh’un ilk destekleyicilerinden olan Octave Mirbeau şunları yazdı: “Çiçeklerin nazik doğasını ne kadar iyi anlıyor! İlginç olan ressamın bu parçaya bir çalışma gibi davranmış olmasıydı. Dalgalı, çarpık çizgiler daha sonra Saint Remy’de yapılan işleri öngörüyor.”
Resim muhtemelen Van Gogh’un diğer birçok resmi gibi Japon ukiyo-e tahta kalıp baskılarından* etkilenmişti. Genellikle ukiyo-e çok popülerdi. Degas ve Cézanne de onları sevmişti. Benzerlikleri; yakın çekim manzaralar dahil güçlü ana hatları ve alışılmışın dışında olan açıları ortaya çıkarıyor. Neticede Van Gogh süsenlerin dört resmini yaptı.
Süsenler 53.9 milyon dolara satıldığında 1987’de en pahalı tablo rekorunu elinde tutuyordu ki tablo şu anki ekonomiye göre 100 milyon dolar değerinde. Tablo şu an Los Angeles’ta J. Paul Getty Müzesi’nin koleksiyonuna ait.
*ukiyo-e: Ukiyo-e (浮世絵)(Fani Dünya Resimleri), Edo Dönemi’nde ortaya çıkan geleneksel Japon resim sanatı türüdür.
KAYNAKÇA: https://www.dailyartmagazine.com/vincent-van-gogh-irises/