Çağımızın en büyük düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Fransız filozof Michel Foucault, 15 Ekim 1826’da dünyaya gelmiş ve yaşamı boyunca ortaya koyduğu multidisipliner çalışmaları ile sosyal bilimler alanına sayısız katkılarda bulunmuştur. Foucault’un felsefesinin temelini epistemoloji, postyapısalcılık, söylem analizi, dilbilim gibi alanlar oluşturur. Michel Foucult’un önemli eserleri arasında Deliliğin Tarihi, Kliniğin Doğuşu, Bilginin Arkeolojisi, Kelimeler ve Şeyler, Cinselliğin Tarihi ve bu yazımızın yapı taşını oluşturan Bu Bir Pipo Değildir bulunmaktadır.
Michel Foucault’un Bu Bir Pipo Değildir denemesinin bir metni önce 1968’de yayımlanmış daha sonra genişletilmiş versiyonu 1973’te kitap olarak piyasaya sürülmüştür. Gerçeküstücülüğe ve onun temsilcilerine hayranlık duyan Foucault, Rene Magritte’e hayranlık duyuyordu. Ve bu hayranlık karşılıklıydı. Bu Bir Pipo Değildir‘de ikilinin mektuplaşmalarını görüyoruz.
Foucault, Valezquez’in Nedimeler’i üzerine Şeyler ve Sözcükler (Les Mots et les Choses) kitabını yazmıştı. Magritte, bu eseri okuduktan sonra “İmgelerin İhaneti”ni üretti. Bunun üzerine Foucault ise, bu eseri gördükten sonra “Bu Bir Pipo Değildir” adlı çalışmasını kaleme aldı. Magritte ve Foucault’u ortak paydada birleştiren şey farklılıkları gösteren heteretopyadır. Heteretopya ütopyanın karşıtı olarak tanımlanabilir. Magritte de Foucault da ünlü dilbilimci Ferdinand de Saussure’den etkilenmiştir.
“Saussure’e göre dilsel yapıların temel öğesi göstergedir. Saussure dil göstergesini bir biçim olan işitim imgesi ile anlam belirleyen bir kavramın birlikte oluşturduğu karmaşık bir bütün olarak tanımlar. Dil göstergesi bir kavramla bir işitim imgesini birleştirir. Göstergeyi oluşturan iki unsurdan işitim imgesi gösteren; kavram ise, gösterilen olarak adlandırılır.” [1] Magritte resimleri aracılığıyla, Foucault ise kuramsal yönüyle serimlemiştir.
Bu kitapta Foucault, Magritte’in görsel bir bağlamda yaptığı eleştiriyi, köklü bir dil eleştirisiyle yoğunlaştırıp birleştirmektedir. Foucault’nun çözümlemesinde benzeyiş ve andırış olarak sunulan temel ayrım da, bu dil eleştirisinin zeminini hazırlıyor olarak görülebilir.