El yazısı en sevdiğiniz sanatçı hakkında neler anlatabilir? Kuşkusuz Pablo Picasso, Vincent van Gogh ve Frida Kahlo gibi figürlerin sanatsal çizimleri analiz yapmak için oldukça uygun.
Kaligrafi yani el yazısı sanatı, cesur kabiliyetlere dikkat çekerken sayfa boyunca el yazısının dansı zarif bir gelişim sağlar. Özgür ruhlu karalanmış harfler, birbirinin üzerine geçer ve belirgin çizgiler, trafiği yönlendirmeye yardımcı olur. Bazı çapraz /t/ler ve noktalı /i/ler dimdik dururken diğerleri komşularına yanaşır ya da sallanır. Her mesaj el, göz, zihin, kalem ve kağıt arasındaki etkileşim anında sanatçının kişiliğiyle doludur.
Grafoloji – yazıbilim – 18. yüzyılda resmen ortaya çıktıktan sonra eleştirilerden adil payını almıştı. Ancak, bir bireyin yazı yazma biçimini kavrayış süreci, düşünce için keyifli yiyecekler sağlayan aktif bir uygulama gibidir. Pek çok durumda grafoloji bu aşırı araştırılmış kişilikleri hakkında zaten bildiklerimizi vurgularken Van Gogh’un /t/sini çizgisiz bırakma eğilimi gibi meraklı ve eksantrik detayları da ortaya koyuyor.
Bir sanatçı, bir çizgi çizebildiği gibi bir mektubu yazabilir.
Bunu akılda tutarak, bir mektup yazmak sanatsal bir eylem olabilir. Dikkatli bir şekilde oluşturulmuş harflerde, sanatçılar yaratıcılık eğilimlerini yansıtacak şekilde malzemelerini, yazarlık stilini ve kağıdını seçerler. – Mary Savig, Smithsonian’daki Amerikan Sanatı Arşivi’nde.el yazmaları küratörü
Vincent van Gogh

Van Gogh, Avustralyalı arkadaşı ressam John Peter Russell’a, 1888’in ortalarında, 35 yaşındayken bir mektup yazmıştı. Biraz eğik, zarif el yazısında yazmak istediği, her zaman iş tarafından tüketildiğiydi; Arles’da hasat mevsimi ve mektubun sol tarafındaki büyüleyici çizimde gösterdiği gibi “her zaman tarlada”.
McKnight, sanatçının şahıs zamirine dikkat çekiyor. “Duygusal bir kopukluk ve mesafe var” Önemli bir ipucu da, en sağdaki boşluğa doğru kayan “present” kelimesidir – olası bir depresyon belirtisidir diyor McKnight.

Sanatçının alışkanlıkla noktasız bıraktığı /T/ veya noktasız bırakıp geçtiği /i/lerin aksine resimlerinin veya mektuplarının altına imza atmaya geldiğinde tam tersine bunları belirtmektedir. McKnight, “Kendi adını imzaladığında – isimlerimiz kendi kişisel arama kartımızdır – van Gogh’un kişisel güç alanına girer” diyor. “Baskı güçlü ve açık. Tamamen /t/sinin üstünden geçmeyi hatırlıyor. İmzasının büyütülmüş büyüklüğünün, Van Gogh’un güvenini daha fazla gösterdiğini de sözlerine ekledi McKnight.

Frida Kahlo

1927’de başlayan Diego Rivera’yla olan ilişkisi; evliliği, boşanmayı ve yeniden evlenmeyi de içeriyordu. Kahlo, sevdiği tutkulu mektupları yazacağı bir günlük tuttu. 2005’te, sanatçının Rivera’yla olan romantik yazışması kitabından çıkarılan bu mektupların ikisi dramatik kasidelerle doludur (“Seni boyamak isterdim/ ama renkler yok/ çünkü kafam çok karışık/ benim büyük aşkımın somut hali”).
McKnight, sanatçının yazılarının okunaklılığı üzerine konuşuyor. “Acele etmiyor ya da aceleyle yazmıyor; yazı kasıtlı ve metodik” diye açıklıyor. /i/lerin kasıtlı, kesin bir baskıyla noktalanış şekli, detaylara tutarlı bir dikkat katar diye eklemiştir McKnight.
Kahlo’nun /Ps/inin gövdesi için McKnight, /Ps/lerin halkalarının tepesine yükselmesi “kesinlikle entelektüel araştırmayı ortaya koyuyor” diyor. Ve son olarak, “düz tepeli /R/ler çok iyi el-göz koordinasyonu gösterir.”
Pablo Picasso
Picasso, 1913 yılının Mart ayında Paris’teki yazar ve sanat patronu arkadaşı Gertrude Stein’a kartpostal yazmıştır. O sırada, sanatçı, âşıklarından biri olan Eva Gouel ile birlikte Pireneler’deki bir Fransız kasabasında yaşıyordu. Daha sonra Stein’dan kendisine yazmasını ister ve edebiyatı hakkında bir inceleme yazacağını söyler.
Michelangelo Buonarroti

