Göklerin Kızı Sabiha Gökçen

Sabiha Gökçen, 22 Mart 1913’te Bursa’da doğmuştu. Bursa Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa Izzet Bey ve Hayriye Hanım’ın kızı olarak dünyaya gelmişti. Öncesinde Edirne Defterdarı olan Hafız Mustafa Izzet Bey, “Jön Türk” olduğu öne sürülerek Bursa’ya sürgün edilmişti. Böylece Sabiha’nın hayatı bu şehirde başlayıp burada şekillenecekti. Sabiha’nın hayatı aslında anne ve babası hayattan göçünce başlamıştı. Onlar daha Sabiha küçükken hayattan ayrılmışlardı. Sabiha’nın bakımını da abisi Neşet Bey üstlenmişti.

Her insanın hayatında, dönüm noktam şu zaman oldu dediği bir vakit vardır. Sabiha’nın da dönüm noktası 1925 yılında gerçekleşti. Sabiha daha 12 yaşındayken Mustafa Kemal ile tanışmıştı. Kemal Paşa, Bursa ziyareti sırasında Hünkar Köşkünde kalıyordu. Hünkar Köşkü ise Sabiha’nın oturduğu eve yakındı. Onunla görüşmeyi çok isteyen Sabiha ne yaptı etti Paşa’ya ulaştı. Küçük Sabiha okumak istediğini Kemal Paşa’ya söyledi. Kemal Paşa, abisi Neşet Bey’den izin aldı ve Sabiha’yı evlat edinerek onu yanında Ankara’ya götürdü.

Atatürkün manevi kızları (Soldan sağa) Rükiye,Sabiha,Afet,Zehra
Atatürkün manevi kızları (Soldan sağa) Rükiye, Sabiha, Afet, Zehra

Atatürk ile Hayatı

Sabiha, belki de hayatının en güzel zamanlarını yaşıyordu manevi babasının yanında. İlkokulu Çankaya İlkokulu’nda okuduktan sonra eğitimine Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve Üsküdar Amerikan Lisesi’nde devam etti.

Sabiha çok başarılı bir öğrenciyken geçirdiği rahatsızlık sonucu okulu yarıda bırakmak zorunda kaldı. Heybeliada ve Viayana’da tedavi gördü. Bir yandan da yeni diller öğrenmek için uğraşıyordu. Fransızcasını geliştirmek üzere Paris’e gitti.

1934 yılında kabul edilen soyadı kanunu ile birlikte Sabiha’ya Gökçen soyadı verildi. O artık Sabiha değil Sabiha Gökçen’di.

1935 yılında yapılan Türk Kuşu açılış töreninde yapılan gösteriler sonucunda havacılık tutkusuna kapılmıştı. Bu heyecanı Mustafa Kemal Paşa’yı da etkilemiş olacak ki kızına bu yolda yürümesi için destek verdi.

Sabiha Gökçen 1935 yılında Türk Hava Kurumunun Türk Kuşu Sivil Havacılık okuluna kaydoldu. Ankara’da yüksek planörcülük brövelerini aldı.

Kendisiyle gurur duyuyordu Sabiha, çok mutluydu. Çok mutlu ve başarılıydı. Öyle ki, 7 erkek öğrenciyle birlikte altı aylık yüksek planörcülük eğitimi için Kırım’a gönderildi. Eğitimini burada, “Koktebel Yüksek Planör Okulu”nda tamamladı.

Mustafa Kemal Atatürk ve Sabiha Gökçen
Mustafa Kemal Atatürk ve Sabiha Gökçen

Hâlâ pek çok hayali ve planları vardı. Artık hedefinde Moskova’daki motorlu uçak okuluna gitmek vardı. Bu hayalleri kurarken manevi kız kardeşi Zehra vefat etmişti. Zehra’nın ölümü Sabiha’yı derinden etkilemiş bunun sonucunda planlarını bozup ülkesine geri dönmüştür.

Hayata küsmüştü Sabiha. Bir süre dünyayla bağını kopardı. Onu içine düştüğü girdaptan çıkaracak tek bir isim vardı: Mustafa Kemal. Manevi babasının ısrarları ile kendini toparladı ve yeniden çalışmaya başladı. Eskişehir Havacılık Okulu’nda Savmi Uçan ve Muhittin Bey’den özel uçuş eğitimi aldı.

Pilotluk Yaşamı

25 Şubat 1936’da ilk defa motorlu uçak ile uçmaya başladı.

1937’de Tunceli’de bir ayaklanma çıktı. Bu ayaklanmayı bastırmak için de Dersim Harekatı başlatıldı. İşte bu harekatın hava saldırısı safhasında yer alan Sabiha, dünyanın ilk kadın savaş pilotu olmuştu. Harekatta göstermiş olduğu üstün başarı sebebiyle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının da katıldığı bir törende kendisine “Türk Hava Kurumu Murassa Madalyası” verildi .

Sabiha Gökçen, artık bir savaş pilotuydu. 1937’de, Fransa’nın Hatay’ı Suriye’ye devretmeye hazırlandığı yönündeki haberler Ankara’ya kadar ulaşmıştı.

Her devlet adamının yüzünde sert ifadeler uyandıran bu haber karşısında Atatürk’ün emriyle Sabiha Gökçen bir kez daha üniformasını giydi. Sabiha, Fransız elçisinin önünde havaya üç el ateş etti ve kararlı bir şekilde “Hatay’ın vatana katılması için gerekirse silahlanırız” dedi. Yaşanan bu olayın ardından yine Atatürk’ün emriyle Sabiha tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Yasa gereği bir gün hapis dahi yattı.

Ankara’da bulunan Balkan Paktı heyet üyeleri Sabiha’yı Ankara’ya davet ettiler. Bu davetle birlikte yaptığı beş günlük Balkan Turu sonrası kendisine ‘Beyaz Kartal’ nişanı verildi.

Özel istek üzerine Bükreş’te bir gösteri uçuşu yaptı ve 22 Haziran’da turunun 6. gününde İstanbul’a indi. Bu tur, basında büyük yer edindi. Her yerde Sabiha Gökçen’den “Göklerin Kızı” diye bahsediliyordu. Bu kez ünü bütün dünyaya ulaşmıştı.

Sabiha, Hava Okulunda Askerî Coğrafya ve Topoğrafya Öğretmeni Üsteğmen Kemal Esiner ile 1940’ta evlendi. Kocasına kendi soyadını vermişti. Ancak evlilikleri sadece 3 yıl sürecekti. Sabiha, kocasını 12 Ocak 1943’te kaybetti.

Sabiha Gökçen 1935 ve 1959 yılları arası ABD’ye davet edildi. Bu davet hem Türk toplumunu hem de Türk kadınlarını temsil etmesi açısından önemli bir yerdi. 1996’da, 83 yaşındayken Fransız Pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağı ile uçtu. Bu onun son uçuşuydu.

1996’da havacılık kariyerinin en büyük ödülünü aldı. Amerikan Hava Kurmay Koleji’nin mezuniyet töreninde düzenlenen ‘Kartallar Toplantısı’na onur konuğu olarak katıldı. Maxwell Hava Üssü’nde “Dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” olarak seçilmişti. Bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı olmanın gururunu da yaşamıştı.

Artık vücudu yorgunluğa dayanamayan Sabiha, 3 Mart 2001’de Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde müşahede altına alındı. Bir ay süren tedavinin ardından midesinde kanama ve beyninde pıhtı oluşumu görüldü. 22 Mart 2001 saat 08:15’te hayata gözlerini yumdu.

Bilinenin aksine Sabiha Gökçen ilk pilot değildir. İlk savaş uçağı pilotudur. Yaşadığı zorluklara rağmen asla vazgeçmemiş, kimseyi umursamadan hayallerinin peşinden gitmiş ve pilot olmuştur. O, Türk kadınlarına öncü olan isimlerden biri olmuştur. İyi ki bu topraklarda onun gibi nadide bir çiçek tomurcuklanmış.

Yazmama yardımcı olan Damla Karakuş’a teşekkür ederim. Sevgilerle.


Yazan: Yasemin Tapar

Kaynakça: www.ensonhaber.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir