Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi

Ölüm insanların en büyük korkularından biridir. Kayda alınan tarihten itibaren salgınlar, veba, günümüz pandemisi hep ölüm korkusunu beraberinde getirdi. Hayatın sonu, bitiş düşünceleriyle akıllara bazı sorular getirir. Hayatın amacı ne? Ahiret var mı? Eğer varsa herkes oraya gidebilir mi?

Antik Mısırlıların ahir hayat inancı kesinlikle vardı ama aynı zamanda kesinkes oraya gidebileceklerini bilmiyorlardı. Ölen kişiler tehlikeden uzak durmalı, testleri geçmeli ve cennete giriş biletini hakkıyla almalıydı. Bu yolculuğunda ölene yardım etmek için Antik Mısırlılar epeyce detaylandırılmış bir kitap yayımladılar: Ölüler Kitabı. Bölümlerden oluşan bu kitabın içinde büyüler ve pratik öneriler bulunuyordu. Bu kitabın en iyi bölümlerinden biri Yargı Sahnesi’dir. Kişinin, Antik Mısır ahiretine gitme yolculuğunun en çarpıcı ânını gözler önüne sermiş. Üç bin yıl önce papirüse resmedilen bu hikâyeyi inceleyeceğiz.

Tarih: Dönem Şartları

Antik Mısırlılar iyi ölme sanatına takmış durumdalardı. Sonraki hayattaki yerlerini garantilemek istiyorlar ve dünyevi hayatı da zevkle yaşamak istiyorlardı. Hunefer de istisna değildi. Özellikle de ayrıcalıklı ve rahat hayatını düşününce. Yeni Krallık’ın 19. Hanedanlığında hükmeden Firavun I. Seti’nin kâhyası ve kâtibiydi. Menmaatra Eyaleti müfettişi, İki Toprağın Lordu’nun ineğinin müfettişi ve kralın kâtibi unvanları vardı. Hunefer’in yaşadığı dönem refahın yeniden başladığı dönemdi. Kendi Yargı Sahnesi gibi pek çok sanat eseri ve kaligrafi özel sipariş üzerine yaratılmıştı. Her Ölüler Kitabı sipariş üzerine olduğu için farklıydı. Çünkü bu ölüme ait, karanlık papirüsler o kadar uzundu ve o kadar çok bölümden oluşuyordu ki Antik Mısırlılar tarafından Gün Yüzüne Çıkmak olarak bilinirdi.

Tanrıların En Büyük Tapınağı: Gözeticiler ve Tanıklar

Hunefer’in Gün Yüzüne Çıkma bölümü Ölüler Kitabı‘nın üçüncü bölümünde yer alır. 45×90.5 cm büyüklüğündedir. Yani 1:2 en-boy oranına sahiptir. Belirgin çizgilerle iki ana bölümle ayrılırlar. Yukarı sol köşedeki ilk kısım Mısır Tanrılarının tapınağının önünde Hunefer’e diz çöküyorlar. Tanrılar teker teker tanıtılmışlar.

Ra (Hemen Hunefer’in önünde), Atum, Shu, Tefnut, Geb, Nut, Horus, Isis, Nephthys, Hu ve Sia olarak devam ediyorlar. Güney, Kuzey ve Batu Yollarının kişiselleştirilmeleri de hepsinin arkasından geliyor. Bu on dört tanrı Yargı Sahnesi‘nin ikinci kısmında gözetmen ve tanık olarak yer alacaklar.

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere.

Anubis: Savcı ve Savunma Avukatı

Anubis ile ele ele tutuşuyor. Anubis, mumyalama ve ölülerin gardiyanı olan Antik Mısır Tanrısıdır. Hunefer’i denge tahtasına doğru yönlendirir. Burada Henefer’in dürüst ya da sonsuz hayata lâyık olup olmadığı değerlendirilecektir. Buraya Kalbin Ağırlığı Töreni adı verilir. Hunefer’in kalbi denge tahtasının sol tarafındadır. Sağ tarafta ise Ma’at (Doğruluk) Tüyü bulunur. Böylece bu tüye karşı kalbin dengede durup duramayacağı öğrenilir. Antik Mısırlılar kalbin duygunun, aklın ve karakterin evi olduğuna inanırlardı. Bu nedenle kalp insanın iyi ya da kötü olduğunu sergileyen organdı. Antik Mısırlılara göre kalp sembolik olarak o kadar önemliydi ki mumlayama sürecinden arda kalan birkaç organ arasında yer alıyordu.

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere. Detay.

Ammit: Cellat

Eğer kalp doğruluk tüyünden daha ağır gelirse kişinin ahirete uygun olmadığı ve günahkâr bir hayat sürdüğü anlamına geliyordu. Günahkâr kalpler Ammit tarafından oracıkta yenirdi. Ammit, Anubis’in hemen yanında oturan korkunç canavardı. Ammit melez bir vücuda sahip bir şeytandır. Ammit’in bir kısmı timsah aslan ve su aygırıdır. Antik Mısırlılara göre büyük adamları yiyen bir yaratığın tezahürüdür. Bu nedenle, Ammit lanetlilerin celladı olarak korkuyla tanınır ya da yediği kalbi sonsuz bir ahiretten mahrum bırakırdı. Antik Mısırlıların gözünde var olmamaya mahkûm eden ya da ikinci ve çok daha kötü bir ölüme mahkûm eden olarak görülürdü.

Yargı Sahnesi çekül ağrılığı dengeleyen ana ve Ammit’in bir sonraki yemeğini beklediği ana tanıklık eder. Buradaki gerginlik neredeyse elle tutulabilir gibi.

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere. Detay.

Thoth: Mahkeme Kâtibi

Anubis, Ammit ve denge tahtasının sağında duran karga kafalı figür Thoth’dur. Thoth yazı, kâtip ve büyülerin tanrısıdır. Denge tahtasına bakar vaziyette durur. Elinde bir kalem, yazı tahtası ve testin sonuçları bulunur. Ammit’in aksine yüzünde hiçbir duygu yer almaz. Gözünün önündeki süreci tarafsız yazan bir kâtiptir. Thoth, Yargı Sahnesi‘nin Kalp Ağırlığı törenini tamamlar. Peki madem, Thoth neyin çetelesini tutuyor? Hunefer’in kalbi Doğruluk tüyüyle eş ağırlıkta mı? Peki bunun anlamı ahirete lâyık olduğu mu yoksa sonsuz yok oluşla yüzleşeceği midir?

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere. Detay.

Mahkeme Kararı: Suçsuz!

Hunefer testi geçiyor. Thoth’un sağında Hunefer yer alıyor. Yüzünde, zor bir testi geçen her kişinin anlayabileceği bir mutluluk var. Yüzünde, tebessüm ile kendini tebrik ettiği ama en önemlisi rahatladığını gösteren ifade yer alıyor. Testin bitişi ile artık endişe de bitti. Hunefer’in test sonucundan ne kadar mutmain olduğunu daha sol tarafta önceden gördüğümüz yüz ifadesiyle kıyasla anlayabiliriz. Gözleri daha büyük gülüşüyle dudaklarının daha kıvrımlı oluşundan bunu anlayabiliriz. Duyduğu gurur kalbinden neredeyse hissedilebilir. Yargı Sahnesi mutlu son ile bitiyor!

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere. Detay.

Horus: Mahkeme Bekçisi

Yargı Sanhnesi’nde yer alan şahin başlı tanrı Horus’tur. Hunefer’in hemen yanında yer alır. Sağ eliyle Osiris’e işaret eder. Osiris ölüm, ahir hayat ve tarım tanrısıdır. Horus, Osiris’in ve İsis’in oğludur. Krallığın ve gökyüzünün tanrısıdır. Horus ilahi aileyle tanışmak üzere Hunefer’e eşlik eder ve ahir hayata hoş gelişini kutlar.

Osiris: Yargıç ve Kral

Yargı Sahnesi’nin sağ taraflarında yeşil ciltli tanrı Osirirs yer alır. İlahi mahkemenin ortasında yargı tahtında oturuyordur. Önünde Horus’un dört oğlu, Osiris’in ayakları altından uzanan nehirde açmış geniş lotus çiçeği üzerinde dikilirler. Osiris’in arkasında kız kardeşi ve karısı olan tanrıça İsis ve bir diğer tanrıça kardeşi Nephthys yer alır. Sol elleriyle saygıyla Osiris’e dokunuyor ve Hunefer’i karşılıyorlar. Osiris asasını ve dövenini tutuyor. Bu iki element krallığın, üretkenliğin ve toprağın kontrolünü sembolize ediyor. Antik Mısırlılara göre cennet tirizlerden oluşuyordu. Osiris de bu toprakların kralıydı. Nil Nehrinin düzenli olarak yükseldiği ve bol hasadın olduğu, kıtlığın olmadığı topraklardı buralar.

Hunefer’ın Ölüler Kitabı: Yargı Sahnesi, Mısır Yeni Krallık, 19. Hanedan, 1290-80 M.Ö, British Müzesi, Londra, İngiltere. Detay.

Tarz: Özgürlükçü Muhafazakârlığa Karşı

Hunefer’in Ölüler Kitabı‘nın Yargı Sahnesi belli ki kıssalarla dolu karışık bir tablo. Kalbin ağırlığını kesinkes ölçebilmek için kullanılan büyülerden çıkıyor bu hikâyeler. Bu tabloya dair muhteşem olan şey Hunefer’in ahirete olan yolculuğunu tek bir bölüm, tek bir mekân ve tek bir engelle anlatıyor. Yüzleşmesi gereken daha fazla tehlike var ama Yargı Sahnesi bunların en dramatik anını yakalıyor. Cesur çizgilerle ve çarpıcı renklerle tasvir edilmiş. Sert duruşlu ve zayıf mizaçlı figürlerde güçlü bir resmilik eklemiş. Yargı Sahnesi daha muhafazakâr ve Antik Mısır sanatının geleneksel tarzını gözler önüne seriyor ve Amarna Döneminin esnek, eğri-çizgisel ve özgürlükçü tarzını reddediyor. Amarna Dönemi 18. yüzyıldan önceki hanedanın dönemine denk gelir.

Sahne incelikle işlenmiş. Bu resmi ortaya çıkaran uzman kâtiplere ve uzman ressamlara yapılacak ödeme Hunefer’in altı aylık maaşına mal oldu. Çok pahalı olduğundan dolayı zaten halihazırda kraliyette eğitilmiş bir kâtip olarak Ölüler Kitabı‘nın bir kısmını kendi yazmış olduğu muhtemel. Ne kadarını kendi yaparsa o kadar az diğerlerine iş kalır. Hunefer’e mal olan tek şey malzemeler ve zamanıydı. Ama başka insanların maaşını de yememiş oluyordu.

Sonuç: Son Yargı

Yargı Sahnesi‘nin yöntemi ne olursa olsun Antik Mısır sanatı için bir başyapıt olduğunu konusunda mutabık olabiliriz. Ustalıkla resmedilmiş ve üç asır sonrasında bile muhteşem bir şekilde korunmuş. İngiliz Müzesi 1852’de Yargı Sahnesi’ni edinip halka sununca Hunefer’in ölümsüzlük isteği aslında tamamlanmış oldu. Sanat eseri 160 senedir halka açık sergileniyor. Papirüsünü açıklayan tabelalar okundukça adı sayısız ziyaretçi tarafından anılıyor. Antik Mısırlıların inancına göre ölü ruhu anmak onlara tekrar hayat vermekti. Huneferciğimiz arkasında bıraktığı eser sayesinde yaşamaya devam ediyor. Cennetin tadını çıkar Hunefer!

Kaynakça: https://www.dailyartmagazine.com/judgement-scene-hunefer/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir