1836-1893 yılları arasında yaşayan İngiliz ressam John Atkinson Grimshaw, ay ışığında gece hayatını resmettiği tabloları ile tanınır. James McNeil Whistler’in bir defasında söylediği gibi:
“Kendimi gecenin mucidi sanırdım ta ki Grimmy’nin ay ışığı resimlerini görene kadar.”
John Atkinson Grimshaw ile ilgili bazı bilgiler:
- 6 Ekim 1836’da İngiltere’nin Yorkshire kasabasında doğdu.
- İmzası önce JAG’dan J.A.Grimsahaw’a ardından John Atkinson Grimshaw’a en sonunda ise Atkinson Grimshaw’a dönüştü.
- Birinci dereceden kuzeni olan Frances Hubbard’la evlendi.
- 1861’de, 24 yaşındayken ressam olmak için demiryolundaki kâtiplik işini bıraktı. Ailesi bu seçimini onaylamadı ancak şimdi geriye bakınca doğru kararı vermiş gibi görüyor.
- Resmi kendi kendine öğrenmiş olmasına karşın gelişimi oldukça hızlı olmuştu.
- Çoğu ileride göreceğiniz natürmortlar gibi olan çalışmalarıyla ilk sergisini 1862’de düzenledi.
1870’e doğru yavaş yavaş sanat camiasında bir isim haline geldi ve 17. yüzyıldan kalma bir Scarbrough evi kiralayacak kadar da başarılı oldu. Bu evden bahsetmek için Henry Longfellow’ın şiirinden esinlenerek Deniz Kenarındaki Kale ifadesini kullandı.
Deniz Kenarındaki Kale’deki sahil kasabası yaşamı, Grimshaw’un en iyi çalışmalarından bazılarına ilham verdi, bu zamandaki resimlerinin birçoğu genellikle gecenin yumuşak ay ışığı altında gemi, rıhtım ve deniz içeriyordu.
Üç çocuğunu kaybettiği ile ilgili bazı kanıtlanmamış bilgiler vardır. Nedeni bilinmemekle birlikte 1880’lerde bazı ekonomik sıkıntılar yaşamıştır.
Kariyerinin sonlarına doğru farklı farklı temalar denedi hatta bazen perileri dahi tasvir etti. 1893’te hastalıktan hayata gözlerini yumdu.
Çalışmalarına yakından bir bakış
Sonbahar Sabahı’nda zengin sarı tonları kendini ön plana atıyor. Grimshaw’ın bu resimde detaylara odaklanışı kendi kendini eğitmiş bir ressam için dikkate değer. Detaylardan biri arkadaki bina ve uzaktaki ağaçların hafifçe boyanmış olması ki bu da onları perspektifte geriye atıyor. Arkada kalan bina ve ağaçlarla ilgili olarak resimde bir nesne geri plana itilirse çevredeki atmosferin görünümünü alma eğilimine girer. Buna dayanarak resimdeki bu nesnelerin sarıya ve daha transparan bir görünüme yaklaştığı söylenebilir. Resimde bu duruma atmosferik perspektif denir.
İskelede Akşam tablosu Grimshaw’ın tipik betimlemelerinden biridir: sokak lambasıyla aydınlana cadde ve onu çevreleyen ay ışığı. Gökyüzünde yumuşak ve güzel tonlar. Grimshaw’ın ay ışığı için yeşili kullanması kulağa ilginç gelse de resimde işe yarar gibi görünüyor. Çünkü sağ alt kısımdaki sokak lambasının ılık ışığı ile yeşil ay ışığı arasında hoş bir kontrast kuruluyor.
Thames Üzerinde Akşam Vakti resminde renkler arasında hiç kontrast yoktur hatta sarının farklı tonlarıyla yapılmış monokrom bir resimdir. Grimshaw bu resimde neredeyse tamamen ayın güçlü ışığından teknelerin ve figürlerin karanlık silüetlerine kadar ton kontrastına dayanır. Ayrıca renkleri mesafenin içine girdikçe hafifleşir ve bu da resme derinlik katar.
Grimshaw birçok resminde olduğu gibi Âşıklar resminde de yolu yansıtarak betimlediği sarı zengin bir ışık kullanır. Ayrıca bulanıklaştırma tekniği ile sarı ışığı arka tabana sürüklemiştir.
Bahçede Kraliçe resmi Grimshaw’ın gün ışığını kullandığı tablolarından biridir. Resmin anlatılan diğer tablolara kıyasla içindeki gri seviyesi oldukça az ve netliği fazladır. Bu resmin yapıldığı zaman Grimshaw’ın Denizdeki Kale’sinde yaşadığı zamana yani 1876- 1879 arasına tekabül etmektedir. Buna dayanarak resmin bu evden esinlenerek yaptıklarından olma ihtimali vardır.
Hampstead tablosunun ilginç yanı yukarı eğimli bakış açısıdır ki bu da dramatik bir gökyüzüne dikkat çekiyor. Gökyüzündeki organik şekiller ile binalar, yol, araba vb. için kullanılan sert, geometrik şekiller arasındaki kontrast kendisini gösteriyor. Koyu renkli figürler ayrıca resmin etrafında keskin ton kontrastının ilginç noktalarını ortaya çıkartıyor.