Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en tanınmış heykellerden biridir. Genellikle, Birleşik Devletler’in 1776’da Britanya İmparatorluğu’nun Bağımsızlık Bildirgesi’nde yer alan temel ilkeler olan özgürlük ve adaletin sembolü olarak görülür. Peki heykeltıraş Frédéric-Auguste Bartholdi neden heykeli bir kadın olarak tasvir etmeyi tercih etti?
Bartholdi 1870 civarında Özgürlük Anıtı için ilk tasarımlarını hazırladığında, kişiselleştirilmiş sosyal fikirler ve erdemler Avrupa imgelerinde iyi biliniyordu. Örneğin eski Yunanlılar, Zaferin tanrılaştırılmış temsili olan kanatlı bir kadın olan Nike’nin heykellerini sık sık yontuyorlardı. Benzer şekilde, birçok Roma imparatoru, belirli erdemleri kendi saltanatlarıyla ilişkilendirmek için imparatorluk sikkelerini kullandı, genellikle Liberalitas (cömertlik), Pietas (dindarlık) ve Fortuna (iyi niyet) gibi erdemleri kadın formlarına kazdılar.
Erdemleri kişileştirme ve dişileştirme uygulaması, Orta Çağ ve Rönesans’ta sanatçılar arasında hep yaygındı fakat 1789 Fransız Devrimi’nden sonra ve yine 1830 ve 1848 Devrimlerinden sonra yeni bir kültürel ilgi düzeyine ulaştı. Her seferinde sanatçılar, bu asırlık gelenekten yararlanarak, Özgürlüğü bir kadın biçiminde resmetmeyi seçtiler. Ancak bu tür kişileştirmelerin amacı Klasik temsillerden farklıydı. Antik Roma’daki kişileştirilmiş erdemler imparatorun ikonografisiyle ilişkilendirilirken, Fransız Devrimci sanatçılar, kişileştirilmiş Özgürlük Heykeli’ni halklarının zihnine kilit, kültürel değerleri mühürlemek için kullandılar. Devrimler arasında bile, iletilen mesajda farklılıklar vardı. Örneğin, Eugène Delacroix’nın 1830 Devrimi’nin ardından resmettiği Halka Yol Gösteren Özgürlük (1830) tablosuyla özgürlük terimini devlete karşı mücadelenin simgesi haline getirir. Tabloda bulunan kadın Fransız bayrağını yüksekte tutarken halkı ileriye doğru gitmek için teşvik ediyor.
Buna karşılık, Ange-Louis Janet’nin 1848 Devrimi’nden sonra resmettiği Cumhuriyet Heykeli, yine bir kadın olarak tasvir edilmiştir ve bu heykel cumhuriyeti sembolize etmektedir. Kaide üzerine bulunan üç ana heykel grubu da Fransa’nın yapı taşını oluşturan “liberté, égalité, fraternité” yani “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” kavramlarını sembolize ediyor.
Bu iki rakip Özgürlük’ler, halka farklı mesajlar iletiyor: Delacroix’in Özgürlüğü canlandırıcı ve ilham verici, Janet’nin Özgürlüğü ise onurlu ve sakin.
Özgürlük Anıtı Fransa, Paris
Bazı akademisyenler, Bartholdi’nin Özgürlük Heykeli‘nin Janet’nin Özgürlük imajından etkilendiğine inanıyor. Özgürlük Heykeli muhtemelen 1793-94 Terörü’nden sonra ortaya çıkan stoacı Özgürlüklerden sonra modellenmiştir. Bartholdi’nin ilhamı insana, 19. yüzyıl boyunca Fransa’nın iç karışıklığı bağlamında mantıklı geliyor. Yalnızca 1848 ile 1871 arasında, Fransa’nın Temmuz Monarşisi düşmüş, yerini kendi başkanı Louis-Napoléon Bonaparte’ın darbesine yenik düşen İkinci Fransız Cumhuriyeti almıştır. Napolyon III olarak, İkinci İmparatorluğu 1870’te görevden alınana kadar otoriter bir el ile yönetti. Varis olan Üçüncü Fransız Cumhuriyeti, ancak 1871’de Paris Komünü’nü acımasızca bastırmasının ardından barış buldu. Bu kanlı zemine karşı, Bartholdi, hem Amerikan idealinin bir anıtı hem de kendi ülkesi için bir model olarak ağırbaşlı kişileştirilmiş bir heykel kullanmayı umuyordu. Özgürlük Heykeli‘nin meşalesinin yolu sakin bir şekilde aydınlatmasıyla, Amerikalı ve Fransız liderlerin nesiller boyu halklarına özgürlük ve istikrar getirmeleri için ilham verebilir.