René Magritte: Ayrı Düşmüş Âşıklar

Bugünlerde herkesten sosyal mesafesini koruması beklenirken, bu zorunluluklarla tamamen zıtlaşan Magritte, sevgililik temalı resimleri ile birçok kez karşınıza çıktı. Magritte’in Sürrealist tarzı ve kıvrak zekası herkesin malumu, ama sevgililik temalı resimlerindeki betimlemeler, bunların yanında bunaltıcı kalabiliyor. Magritte’in güzel ve bir o kadar da çarpıcı aşk resimleri günümüzde gerçekçi sayılmak için mükemmel olabilir. Ancak Magritte’in bu resimlerle gerçekten ifade etmek istediklerinin farkında mıyız? Magritte’in Âşıklar‘ı, günümüzü mü işaret ediyor? İşte René Magritte ve ayrı düşmüş âşıklar!

Ressamın 1928’de resmettiği dört farklı Âşıklar (The Lovers) tablosu var. Bakanlar, resimlerindeki yakın kadrajdan öpücüklere, filmlerden aşina olabilirler. Ancak onun resmettiği iki sevgilinin yüzünde gizemli bir detay, yüzlerini sarmalayan örtüler var.

Kimliğin altında yatan ve onu gizleyen maskeler, Sürrealistlerin ilgisini oldukça çekiyordu. Bu tür gizemler, aynı zamanda korku filmlerine ya da kurgularında kullanılan grafik illüstrasyonlarla da ilintili olabilir. Bir korku romanı serisinin sisli kahramanı olan Fantômas’da Magritte’i en çok büyüleyen, yüzündeki örtülerin kim olduğunu bir türlü açık etmemesiydi.

Bunun yanında daha karanlık bir yorum daha var. Magritte on üç yaşındayken, annesi intihar eder. Ölü bedeni, öyle sanılıyor ki geceliği yüzüne dolanmış bir şekilde Sambre Nehri’nde bulunur. Kendisinin aktardığında göre, ‘annesinin yüzünün esen rüzgârla mı örtüldüğünü, yoksa kendisinin seçtiği ölümü görmemek için mi gözlerini örttüğünü’ hiçbir zaman çözememiş. Bu tramvatik olayın ressamın hayatında yer ettiği ise oldukça açık.

René Magritte, Âşıklar I (The Lovers I, 1928)

René Magritte, Âşıklar I, 1928, National Gallery of Australia, Canberra.

Bu resimde, bir kadın ve bir erkek yüzlerini birbirlerine düşkünlükle yaslıyor. Hatta bir aile tablosu oluşturmaya çalışırmış gibi duruyorlar. Eğer yüzlerindeki örtüler olmasa bu aile tablosu oluşabilirdi ancak bu örtüler onların yüzünü sarmalayıp arkalarında birleşiyor ve omuzlarından tekrar kıvrılarak aşağı dökülüyor. Bu unsurlar nedeniyle aralarındaki kendiliğinden gelişmiş yakınlaşma; bir yabancılaşma, boğulma ve ölümle sonuçlanacak bir merasime eviriliyor. Bu, sevgililerin birbiriyle temas etmelerini, iletişim kurmalarını imkânsız kılmış. Örtüler, ikisini de birbirinden ayrılmaya zorluyor.

René Magritte, Âşıklar II (The Lovers II, 1928)

René Magritte, Aşıklar II, 1928, Museum of Modern Art, New York.

Âşıklar’ın ikinci versiyonu oldukça benzer fakat ilkinden daha samimiyken bir o kadar da rahatsız edici. Hikâyenin bu versiyonunda, kadın ve erkek yine aynı kıyafetlerle kucaklaşmak üzere birbirlerine eğilmiş hâldeler. Ancak bu girişimleri yine örtüleri yüzünden imkânsız kalıyor. Birinci resimdeki pastoral görüntülerin aksine burada daha soyut ve karanlık bir arka plan yer alıyor.

Bu resim, ilişkideki tarafların bile körleştiği detayları gösteren pencerelere açılıyor olabilir. Kucaklaşmanın iki parçasından birini oluşturan bireyler, diğer parçayı tam olarak göremezler. İkisinin de başlarının tamamı bir örtüyle kaplıdır. Herkes sevdiği birinin asıl hislerini, gizli fantezilerini, isteklerini çözümlemekte zorlanır. İki taraf birbirini ne kadar severse sevsin veya birlikte çizmiş oldukları resim ne kadar güzel durursa dursun arada her zaman bir mesafe kalır. Aralarındaki samimiyet ya da olmaya çalıştıkları insan için ne kadar çabaladıkları ise bir şeyi değiştiremez.

Bonus: Lovers III ve Lovers IV (1928)

René Magritte, Aşıklar IV, 1928, private collection

Bu iki sevgili, ilk ikisine kıyasla çok daha az biliniyor çünkü özel koleksiyonda yer alıyorlar. Ayrıca örtüleri olmadığı için insanlar üzerinde aynı tesiri bırakmıyorlar. Buna rağmen kendilerine özgü tasvirleriyle ilgi uyandırmayı başarıyorlar. Âşıklar III ve Âşıklar IV‘te de aynı çiftin resmedildiğini söyleyebiliriz. Kadının elbisesinden ve erkeğin yüzünün, Âşıklar I’de olduğu gibi aynı açıyla yerleşmiş olduğundan bu varsayım yapılabilir. Ama erkeğin bedeninin tamamı olmadığı için emin olmak mümkün değil. Peki ya bunun anlamı nedir? Erkeğin yüzü kadınla birlikteyken, bedeni ve doğal olarak kalbi de bir başkasıyla mı? Bu bir ihanet sahnesi mi yoksa birlikte olamayan iki insanın tasviri mi? Bu resmin sevgililerinin, daha hoşnut gözüktüğü bir gerçek ama hiçbir bariyer olmadan öpüşüyor olsalar bile birinin bedeni orada olmadan gerçekten yakın olabilirler mi?

René Magritte, Aşıklar III, 1928, private collection

René Magritte’in resimleri için kullandığı ifadeler ise “Benim resmim, görülebilir imgelerden oluşuyor ki bu da hiçbir şeyi perdelemiyor; resimlerim gizemi ve doğal olarak şu soruyu uyandırır. Bu ne anlama geliyor? Resimlerim hiçbir anlama gelmiyor çünkü gizem dediğimiz şey bir anlama gelmiyor. Gizem bilinebilir bir şey değil.”

Sonuç olarak bakanın şaheser olarak nitelediği resimlerin açığa çıkardığı şey, ancak onun resimde görmek istediği şey olabilir. Çünkü bir resmin, insana onun harika olduğunu düşündürmesi; insanın o resimle ne derecede bağlantı kurduğunda yatıyor. Eğer bir resim, bakana kendisini anlatmayı başarabiliyorsa, bu onu başarılı yapabilir. Bunun yanında ressamın ona kattığı gizem, bu anlatının içinde saklı kalmaya devam ediyor.

İlgili yazılar: René Magritte Kimdir? René Magritte’in En Tuhaf 13 Resmi

Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/rene-magritte-lovers-in-separation/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir