Sanatta Uçan Nesneler: Balonlar

Uçan nesne deyince aklımıza ilk olarak balonlar gelmeyebilir ama yine de her yerde karşımıza çıkıyorlar. Çok beğendiğimiz için satın alabiliriz ya da sönene, patlayana ya da havaya uçup süzülene kadar onunla oynayabiliriz. Bu yazımızda sanat tarihinde tema olarak kullanılmış balonlara göz atacağız.

Aşağıda Jethro Tull’un Rover şarkısının sözlerinde de belirttiği gibi balonlar genelde büyük ve renkli demetler hâlinde olurlar;

Her festivalde bulunan,
bakmanız için tasarlanan
renkli ve özgür balon demetinden
beni çıkar. -Jethro Tull, Rover

Bu şarkıyı duyduğumda aklıma Alexander Calder’ın beni basit güzelliğiyle etkileyen balonları geliyor.

Alexander Calder, Balonlar, 1973, özel koleksiyon. Trinity Evi Resimleri.

Balonlar komik şekillerde kullanılabilir, örneğin “An American Werewolf in London” filmindeki küçük bir çocuğun durumu annesine “Çıplak bir Amerikalı adam balonlarımı çaldı.” (utancını kapatmak için elbette) diyerek anlatması gibi.

Tam aksine, rahatsız edici durumlarda da kullanılabilir, Stephen King’in ‘It‘ eserinde balonlar ortaya çıktığında kötü şeyler yaşanması gibi… King, gerçekliği çarpıtmak için bir palyaço figürü kullanıyor, tanıdığımız bir şeyi alarak onu uğursuz bir şeye dönüştürüyor. Bu hikâyede kullanılan kırmızı balon ölümle eş anlamlıdır. Pennywise Dans Eden Palyaço’nun kişiliği, tamamı parlak giysiler, komik saçlar ve tabii ki kırmızı balonla sarmalanmış bir pozitiflik ve eğlence duygusu yaratır. Ancak bu güzel görüntünün ardında hayal edilemeyecek kadar karanlık bir dünya gizleniyor. Balonun kırmızı olması önemlidir: Canlı ve heyecan verici bir renk iken kırmızı aynı zamanda yasak veya tehlikeli olanı ifade eden bir renktir. Hikâyedeki korkunç olaylarla ilişkilendirildiğinde balon kanı temsil eder hâle gelir.

Scary Balloons GIF - Pennywise Scary IT Movie - Discover & Share GIFs

Balonlar insanları çok uzak mesafelere taşıyabilir ve gerçekçi açıdan geliştirilebilen ilk uçuş araçlarındandır. Çoğunlukla kutlamalarda dekorasyon olarak kullanılsalar da anlamlı mesajlar veren sosyal deneyler için de kullanılabilirler. Çok uzun süredir balonlar, yaşlı ya da genç fark etmeksizin insanları büyülemiştir. İpe bağlı olan havayla şişirilmiş basit bir balondan, ilk uçma denemelerinde kullanılan devasa balonlara kadar, onlarda insanları büyüleyen bir şey var. Umudun ve özgürlüğün simgesi olarak da sık sık kullanılmaktadırlar. Bu uçan nesnelerle sanat eserlerinde sürekli karşılaşmamız bir tesadüf değil.

Alexander Millar, Umutlar ve Düşler, modern, özel koleksiyon
Jean Carrau, Uçan Balon, teneke kapak üzerine resim, 1928, özel koleksiyon.

Güzel renkleri ve özgürlükleriyle dikkat çeken balonların eğlencesinin yanı sıra tehlikeli yönleri de vardır, balonların patlamasından kimse hoşlanmaz. O kadar özgürce hareket ediyorlar ki canlı gibiler, bu yüzden kaçmamaları için onları sıkı sıkı bağlar olabildiğince elimizde tutmak isteriz.

George Lewis, Suluboya karikatürü, c.1890, Victoria & Albert Müzesi, Londra, Birleşik Krallık.

Balonlar çok hassastır kolayca zarar görebilirler, bu nedenle onlarla oyun oynarken onlara gerçekten sert bir şekilde vurabilmek geçekten garip bir durum. Bu normalde alışık olmadığımız bir durum, bir tenis topunun aksine, bir balona ne kadar sert vurursanız o kadar az uzağa gider. Ayrıca bir topun aksine, bir balon aniden yüksek bir ses ile patlayabilir ve böylece oyun sona erer.

Balonlarla oynamak riskli bir iştir ama sonunu önceden bildiğimiz için o kadar da kötü bir etki bırakmaz. Percy Bysshe Shelley’nin de dediği gibi bazen, “kederin verdiği haz, hazzın kendisinden daha tatlıdır”.

Remigijus Januskevicius, Balonlu Bahçe, 2012, özel koleksiyon. Art Majeur.

Balonlar, hayran olduğumuz bazı ruhsal niteliklere sahiptir. Hafifliği ve bir esintide uçup gitme yetenekleri güçsüzlük belirtisi olarak gözükse de, denemekten zarar gelmeyeceğini düşünseydik biz de aynısını yapardık. Tüm gürültüden, beladan stresten uzak olduğumuzu bilerek farklı yerlerde hatta belki dünyanın dört bir yanında maceralara uçmak bizi mutlu etmez miydi? Jules Verne’in Seksen Günde Devri Alem romanında düşünülmesine rağmen tehlikeli olduğu için uçan balonların kullanılmaması bana ilginç geliyor. Zavallı Phileas Fogg – Bence balonla gezmek hoşuna giderdi.

“Passarola”, Gusmão’lu Peder Bartholomew Lawrence, bilinmeyen sanatçılar tarafından tasarlanan ilkel bir hava gemisi, 1709,Fransa Ulusal Kütüphanesi , Paris, Fransa.

Montgolfier kardeşler balon uçuşunun öncülerindendir. Francois Pilatrê de Rozier ve Francois Laurent, Arlanders Marquis gibi pilotları taşıyan ilk uçuş 1783’te gerçekleşti. Pilotlar, ipek ve kağıttan yapılmış bir balonla Paris’ten havalandı. Balonu havada tutmak için ateşi elle besleyerek yaklaşık 8 km yol kat ettiler. İlk hidrojen balonu da yine aynı yıl aynı yerden, Paris’ten havalandı. Bu çok önemli bir olaydı: uzaya ilk roket fırlatılmasına eşdeğer! Bu balon üzerine kurulu sanat teması, bizlere her zaman yeni bir şeylerin üretebileceğini hatırlatıyor.

Antonio Carnicero, Aranjuez’de Montgolfier Balonunun Yükselişi, c.1784, Prado Müzesi, Madrid, İspanya.

Modern balonlar, gaz balonlarının aksine sıcak hava balonları olma eğilimindedir ve pilotların balonun altlında ateş yakmak zorunda kaldıkları günlerden bugüne önemli ölçüde gelişmiştir. Alevler içinde yükseldiklerini, patladıklarını ya da yere doğru yüksek hızda düştüklerini sürekli duymuyoruz. Bu harika, çünkü sıcak hava balonlarının yavaşça gökyüzünde ilerlemesini izlemek hem büyüleyici hem de çok farklı hissettiriyor.

Banksy, Balonlu Kız, 2004, Londra, Birleşik Krallık. Wikimedia

Balonlar, ellerimizden kaydığı anda uçmalarıyla bizlere kaybı hatırlatır. Bir an görülen, bir an gözden kaybolan, küçük, narin ve kırılgan nesnelerdir balonlar. Bu duyguların ve hislerin hepsini içimizde barındırdığımızı düşünüyorum ve basit bir balon, bizlere üzüntünün en ağır yönünü yansıtabilir. Bir balon, yaşam veya ruh için bir metafor olarak kullanılabilir. Balonun yavaş yavaş gözden kaybolması, kişiye ölümden sonra neler olduğu fikriyle benzerlik gösteriyor. O kişinin ruhunun uzaklaştığını ve olduğundan daha büyük ve harika bir şeye dönüştüğünü hayal etmek çok güzel. Oraya vardığımızda ruhumun bulunduğu yerin (neresi olursa olsun) aşağıdaki resim gibi olmasını istiyorum!

Remigijus Januskevicius, Aşk Bahçesi, 2018.

Sylvia Plath’ın en bilinen şiirlerinden birinin ismi Balonlar‘dır. Bu eserinde Noel’den sonra evin etrafında süzülerek uçan balonlardan bahsediyor:

Noel’den bu yana bizimle yaşadılar,
Saf ve temiz,
Oval ruh hayvanları,
Uzamın yarısını kaplar,
Kımıldar ve sürtünür ipeğe

Görünmez hava çekimleri,
Saldırıldıklarında çığlık atıp
Patlarlar, sonra dinlenmeye giderler, hafif titreyerek.
Sarı kedi başı, mavi balık –
Amma da tuhaf aylarla yaşıyoruz

Ölü mobilyalar yerine!
Saman paspaslar, beyaz duvarlar
Ve seyrek havanın
Bu gezgin küreleri, kırmızı, yeşil,
Yıldızlı metallerle dövülmüş

Bir tüyle eski toprağı
Kutsayan özgür tavuslar
Ya da arzular misali
Zevk verir yüreğe.
Senin küçük

Biraderin balonunu
Viyaklatıyor bir kedi misali.
Eğlenceli pembe bir dünyayı
Öbür tarafından yiyeceğini görüyor gibi,
Isırır,

Sonra yaslanır
Geri, su gibi berrak
Tasarlayarak dünyayı dolgun testi.
Kırmızı bir parçacık
Küçük yumruğunda.

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)

Şiir, kısmen balonların anlamsızlığı ve balonlardan alınan hazzın ne kadar kısa süreli olduğu ile ilgilidir. Şiirde balonlar hayatın kendisini temsil ediyor ama Sylvia Plath’i bilen bilir, biraz çerofobik (mutluluk fobisi) bir yapısı var, balonlar bile onu neşelendirmeyebilir. Belki aşağıdaki görüntü ona daha çekici gelirdi?

Tadeo Cern, Kara Balonlar, c.2016. The Inspiration Grid.

Bu balonlar, Litvanyalı sanatçı Tadeo Cern’in kurulum sanatı eseridir. Bu eseri şu şekilde anlatır:

Hiçbir şeyi temsil etmiyorlar, koskoca bir boşluklar. Onları gördüğümüzde de hissettiğimiz bu zaten; koskoca bir boşluk. Tepki vermemizi bekleyen havada süzülen siyah nesneler; kavramsız ve mesajsız bir şekilde tepki veriyorlar. Bu sadece bizimle onlar arasında bir diyalog, burada ve şimdi. Balonlar söndüğünde bir fikrin hatırasına dönüşecekler ve bu eser tekrar var olmayacak.

Sanatta bu şekilde kullanılan balonlar, insanlarda derin bir düşünce ve yansıma duygusu uyandırır. Daha güçlü bir rol üstlenirler ve geleneksel düşünce olan oyuncak kavramından çok uzaklaşırlar.

Sanatçı Jeff Koons, balondan fantastik ve beklenmedik bir köpek yaptı. Koons’un balonları asla uçan bir nesne ya da yakın zamanda süzülen bir sanat olmayacak! Ziyaretçiler bu farkı anlayamasa da eserin yapımında kullanılan şey bizim bildiğimiz balon değildi. Balon yerine cilalı, kaplanmış paslanmaz çelikten yapılmıştır ve üç metreden daha uzundur.

Paslanmaz çelikten yapılmış balonlar hakkında detaylı bilgi için: Jeff Koons ve Onun Balon Köpekleri

Jeff Koons, Balon Köpeği, 1994-2000, The Broad Museum, Los Angeles, ABD.

Balon köpeği sizi pek etkilemediyse bir de Sanatçı Larry Moss’un balon insanlarına bakın, hem eğlendirici hem de çok ilgi çekici sonuçlarla ünlü eserlerini yeniden yaratmak için sanatında balonları kullanıyor. İnci Küpeli Kız‘ın bu şişirilebilir versiyonuna bir göz atın!

Larry Moss & Kelly Cheatle Pearl Earring – ArtStar

Kaynakça: https://www.dailyartmagazine.com/art-balloons/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir