Turuncunun Tarihçesi: Mezar Resimlerinden Günümüz Tulumlarına

Turuncu, hemen dikkat çeken bir renk. Peki turuncuyla ilgili ne var ki böylesine dikkat çekiyor? Bazı kültürlerde kutsal bir renk olarak düşünülür, öte yandan bazı kültürde krallığı temsil ediyor. Cüretkâr ve dinamik olan bu renk, tehlikenin farkına varılması ve heyecan yaratmak için de kullanılıyor.

Zerdeçal tozu Budist elbiseleri boyamak için kullanılır, özellikle de safran elde edilemiyorsa.

Eski zamanlardan beri -hatta daha turuncuya isim dahi verilmemişken- bu rengin güçlü bir etkisi vardı. İster altınımsı sarımtırak ister ateşli kırmızımsı olsun, bu renk tarih boyunca ressamlar tarafından çokça sevilmiştir. Van Gogh ve Toulouse-Lautrec, resimlerinde turuncuya önem veren ressamlardan sadece ikisidir.

Bu rengin tarihçesi ve psikolojisinin sanatı, tarihi ve tasarımları nasıl etkilediğine bir bakalım!

Antik Çağda Turuncu

Turuncunun tarih öncesine dayanan uzun bir geçmişi var. Antik Mısır’da, mezar boyamalarında arsenik sülfürden elde edilen sarımtırak bir tonu kullanılırdı. Pigment elde etmek için pek çok mineral eklenirdi. Arsenik sülfür, arsenik içerdiğinden dolayı epeyce zehirli bir mineraldi ve Çinliler tarafından hem tıpta hem de yılanları uzak tutmak için kullanılırdı.

Pigment oluşturmak için kullanılan başka bir mineral de orpimenttir. Zehirli olduğu kadar, Antik Roma’da epey pahalı bir ticari mal olarak geçerdi. Orpiment, altın sarımtırak bir turuncuya döndüren bir pigment tonudur. Ortaçağ dönemlerinde tezhip yapılırken arsenik sülfür ne kadar kullanılıyorsa orpiment de o kadar çok kullanılmıştır.

Safran

İsmini Nasıl Aldı?

Garip bir şekilde Avrupa’da turuncu, 16. yüzyılın sonuna kadar bir isme sahip değildi. Bu zamanın evvelinde ise basitçe sarımtırak kırmızı olarak geçerdi. İngilizcede, turuncu sıkça kullanılmadan önce bu derin sarımtırak turuncu rengi tasvir etmek için safran kelimesi kullanılırdı. Portekizli tacirler Asya’dan Avrupa’ya portakal ağaçları getirince iş değişti. Bu renk, pek çok dilde olduğu gibi portakalın yabancı dillerde anlamından adını almıştır. İngilizce’de “orange”, İspanyolca’da “naranja”, İtalyanca’da “arancia”, Portekizce’de “laranja.”… Hepsi de hem turuncu hem de portakal anlamına geliyor.

Turuncunun Sembolizmi

Turuncu, birçok farklı kültürde birçok farklı anlamlarıyla komplike bir kelimedir. Asya’da öne çıkan bu renk, pek çok rahip ve kutsal adam tarafından kıyafet olarak giyiliyor. Konfüçyüsçülükte turuncu, değişimin rengidir. Hindistan’da ve Çin’de turuncu rengi, safrandan geliyor ki bu, o topraklarda epey pahalı bir boyadır. Bu, Asya kültürlerinde turuncunun önemini gösteriyor ki turuncu o topraklarda sarının mükemmeliği ve kırmızının gücünün muhteşem bir dengesi olarak görülüyor.

Turuncunun kullanımı -hatta safranın da diyebiliriz- Budizm’de kıyafetleri boyamak için hali hazırda varolan renklere bağlıdır. Sembolik olarak “mükemmelliğin” ve “aydınlanmanın nirvanası” anlamına geliyor. Aynı zamanda bilgiye ulaşmayı da temsil edebiliyor. Budizme ek olarak, Hinduizmde de bu rengin kullanıldığını görüyoruz. Krishna, genel olarak sarımtırak turuncu bir elbise giyerek görülür.

“Ateşli Haziran”, Sir Fredric Leigton, 1895

Turuncu Ne Anlama Geliyor?

Turuncu, doğurganlık ve bereket ile yakından ilişkilendirilir. Bolluk ve bereketin tanrıçası Pomona, çoğu zaman turuncu kıyafetler içerisinde tasvir edilir.

Batı sanatında turuncu kelimesi, 1809’dan sonra yaygınlaştı. Bu dönem, sentetik turuncu bir pigment olan krom turuncusunun üretildiği zamana denk geliyor. Özellikle Rafael öncesi ressamlar ve empresyonistler tarafından sıkça kullanılır ve doğal ışığın vurmasını resmederlerdi.

Doğası gereği sıcaklığı, heyecanı ve eğlence hissiyatını yansıtıyor. Monet, Gauguin, Renoir ve Toulouse-Lautrec gibi ressamlar bu etkiyi yaratmak için turuncuyu kullanmışlardır. Monet turuncuyu günbatımını resmederken kullanırken, Toulouse-Lautrec Paris dans salonlarının büyük enerjisini sembolize etmek için kullanmıştır. Fakat belki de hiçbir sanatçı Vincent van Gogh kadar turuncuya hakim değildir. Van Gogh, sanatında kendi turuncu tonlarını mavi ve mora zıt olarak kullanırdı.

“Grainstack”, Claude Monet, 1891

Günümüzde, turuncu güçlü duyguların tepkisi olarak kullanılıyor. Turuncunun farklı tonları, farklı duygular uyandırabiliyor. Balkabağı turuncusu Cadılar Bayramı’nı ve sonbahar yapraklarını anımsatırken daha sarımtırak bir rengi, yazı ve ferah duyguları çağrıştırıyor. Canlandırıcı etkisiyle mutluluğu anımsatsa da yanlış kullanımı boğucu duygular hissettirme eğilimindedir. Sonuç olarak turuncuyu kullanılırken başarının püf noktası, ulaşılmak istenen duygu ve tepkimeye göre doğru tonu seçmektir.

Işıl ışıl ve çarpıcı olan bu renk, ABD Donanması II. Dünya Savaşı sırasında şişme can yelekleri üzerinde ilk kez kullandıktan sonra, güvenlik ekipmanı ve üniformalar için vazgeçilmez bir renk haline geldi. Benzer nedenlerden dolayı günümüzde ABD hapishane tulumları da canlı mandalina renginde tasarlanmaktadır. Bu renk seçiminin nedeni ise göze kolay çarpmasından kaynaklanıyor. Çok parlak olduğundan hapisteki bireyleri gözden kaçırmak zor ve aynı zamanda eğer kaçmaya çalışırlarsa da yeniden yakalaması kolaylaşıyor.

Turuncu, sanatta ve halk arasında yüzyıllar boyunca önde gelen renklerden olmuştur ve pek çok sebepten dolayı gıpta ile bakılmıştır. Bakan kişiye mutluluğu hissettirmek için ister sanatta ister kamu işçileri için akan trafikte dikkat çekip güvenlik amaçlı kullanılsın, bir şey çok açık: turuncu sayısız görsel kullanımda göze çarpıyor!

Kaynakça: https://mymodernmet.com/history-color-orange/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir