Shakespeare Ünlü Trajedilerinden Üçünü Zorlu Dönemlerde Yazdı!

William Shakespeare, en zorlu şartlar altında bile sanatını icra etme konusuna hiç yabancı değildi.

Londra, 1605 tarihli Barut Komplosu ve ertesi yıl vuku bulan Bubonik Veba Salgını’yla çalkalanırken ünlü ozan, ‘Kral Lear’, ‘Macbeth’ ve ‘Antonius ve Kleopatra‘yı sanat camiasına armağan etmiştir.


Çeviren: Zeynep Pınar Kayadibi

Bubonik Veba, 1592’de ortaya çıktığında ve 1603’te tekrar artış gösterdiğinde Shakespeare, Londra’da çalışıyordu. Özellikle ikincisi, çok ölümcül bir salgın olarak tarihe geçmiştir ve 30.000’den fazla insanın hayatına mâl olmuştur.

1606’da İngiltere, Kral James’e yönelik bir suikast girişimiyle çalkalanırken veba, Londralıların hayatlarını cehenneme çevirmek üzere bir kez daha geri döndü.

Ancak Shakespeare bu noktada, engebeli bir arazide gezinmenin inceliklerine hâkimdi. Ne kraliyet ayaklanmasının tehditleri ne de ölümcül bir salgın sırf o yıl içinde tamamladığı üç büyük trajedisini – Kral Lear, Macbeth ve ‘Antonius ve Kleopatra’yı yazmasına engel olamamıştı.

Barut Komplosu, ‘Macbeth’ ve ‘Kral Lear’a ilham kaynağı oldu.

Kasım 1605’te yetkililer, Kral James ve Lordlar Kamarası’na yapılan suikast girişimlerinin bir parçası olarak Londra’daki Westminster Sarayı’nın altına yerleştirilmiş üç düzine barut varili buldular.

Shakespeare üzerinde uzmanlaşmış bir profesör olan James Shapiro’nun, The Year of Lear‘da belirttiği gibi: “Barut Komplosu’ndaki komplocular yakalanmış olsalar da duruşmaları ve infazları, Shakespeare’in anarşi fırçasının akıllardan çıkmayan hatırasını, beraberinde 1606’ya başarıyla taşıyıp ünlü oyun yazarının eserlerini renklendirmiştir.”

Renklenen eserleri, kızlarının gerçek doğasına kör bir kralın kasvetli hikâyesini konu alan Kral Lear ve özellikle de İskoçya tahtını ele geçirme ihtirasıyla deliliğe sürüklenen bir asilzadeyi anlatan Macbeth’dir.

Shakespeare, bir veba salgını sırasında izole haldeyken  ‘Antonius ve Kleopatra’yı yazmış olmalı…

O yaz, tüm ülkeyi etkisi altına alan kara veba tekrar kapıya dayandığında, monarşiyle ilgili son olaylardan dolayı Shakespeare ve çağdaşlarının akılları ziyadesiyle bulanıktı.

1603 salgını sebebiyle bir hafta içinde 30’un üzerinde ölüm kaydedildiğinde, oyun evlerinin kapatılmasıyla ilgili kraliyet meclisinden bir talimat geldi. Londra’da da Temmuz 1606’da aynı durumla karşılaşılınca ünlü ozan, Globe Theatre adlı mekânını kapatmak zorunda kaldı.

Ünlü söz sarrafı, krizi fırsata çevirip kaybedilen geliri telafi etme amacıyla şirketi King’s Men ile turne performansları düzenledi. Böylece düşünceleri ve kalemiyle baş başa kalma fırsatı da yakaladı.

Kaynaklara göre Shakespeare, Jül Sezar’ın Roma İmparatorluğu entrikasının halefi olan Antony ve Kleopatra’yı bu dönemde yazdığı biliniyor. Ayrıca ilk defa yıl sonunda Globe‘un tekrar izleyicisine kavuştuğu dönemde sahnelendiği düşünülüyor.

Görünürde izole şekilde çalıştığı halde, vebanın Shakespeare’i görünmez pençeleriyle kavramasına ramak kalmıştı. Shapiro, Shakespeare’in Londra, Silver Street’teki ev sahibesi Marie Mountjoy’un, Ekim 1606’da hastalığa yenik düştüğünü detaylıca anlatmıştır. Bu da yazarın kısa bir süre sonra binayı terk etmek zorunda kaldığını açıklar.

Oyunlarında bu dönem gerçekleşen belalara değinişi…

Yazdığı oyunlarda kişisel hayatına dair bir takım ipuçlarına rastlanmıştır. Ama ünlü ozanın, ardında hiçbir kişisel evrak bırakmamış oluşu çalkantılı dönemlerdeki sağlığı hakkında fikir yürütmemizi imkânsız kılıyor.

Lear‘da vebanın korkunç belirtileri, kralın kızı Goneril’e sarf ettiği hakaretlerle çok yerinde tanımlanmıştır: “… Sen bedenime musallat olmuş vebasın. Sen bozulmuş kanımın dışa vuran yarası baş vermiş çıbanısın…”

Bir diğer örnek ise; Macbeth, vebaya göndermeli bir biçimde “Ölü adamın zili”nden yakınmaktaydı. Bununla beraber oyunda değinilen bir diğer nokta da Barut Komplosu’nun başındakiler tarafından sarf edilen “gerçek gibi yalan söyleyen şeytanın ikilemi” safsatasına atıfta bulunmaktı.

Uzun lafın kısası, insanların hayatlarını idame ettirmekte zorlandığı bir zamanda Shakespeare bu zorluğu, şanına yaraşır bir şekilde, korku ve belirsizliği, İngiliz dilinin en büyük yazılı eserlerine ustaca işleyerek gerçekleştirmiştir.

Kaynak: https://www.biography.com/news/shakespeare-tragedies-macbeth-king-lear-antony-cleopatra-plague

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir