Tarihin En Büyük Sanat Soygunu: Bölüm 2

Bir önceki yazımızda tarihin en büyük sanat soygunu listesini paylaşmıştık. Liste o kadar kabarık ki ikinci bir sayfaya taştı. Hazırsanız sanat soygunu listesinin ikinci bölümünü göz atalım.

Bölüm 1’e buradan ulaşabilirsiniz.

En Ünlü Sanat Soygunu

1990 yılında Boston’daki İsabella Stewart Gardner Müzesin’den 81 dakikada 13 başyapıt çalındı. FBI, vurgunun beş yüz milyon dolara mal olduğunu söyledi. Müze, ipuçları için on bin milyon dolar teklif etti. Bu özel bir kuruluşun verdiği en yüksek teklif.

This Is a Robbery: The World’s Biggest Art Heist. Yönetmen: Colin Barnicle, 2021.

This Is a Robbery: The World’s Biggest Art Heist belgeseli, soruşturma hakkında daha fazla detay sunuyor. Özetle olay şöyle olmuş: Polis üniforması giyen iki adam müzenin alarm cihazını çalıştırıyor. Bir şikâyet üzerine geldiklerini ve içeri girmeyi talep ettiklerini söylüyorlar. Nöbetteki bekçi müzenin protokolünü kırıyor ve adamları personel kapısından içeri alıyor. Sözde memurların istediği üzere gözlem yerinden uzaklaşıyor. Kendisi ve müzenin diğer güvenlik bekçisi kelepçelenip müzenin bodrumuna kapatılıyorlar.

Rembrandt’ın Celile Denizi’ndeki Fırtınada Mesih, Siyahlar İçinde Bir Kadın ve Bir Erkek çerçevesinden kesilip çıkarılmıştı. Vermeer’in Konser ve Govert Flinck’in Obelisk ve Manzara da çerçevelerinden çıkarılmıştı. Rembrandt’ın aşındırma tekniğiyle yaptığı küçük bir otoportre, bir sandığın yanından alındı. Başka bir galerinin aynı katında beş Degas çizimi, Manet’nin Chez Tortoni’si alındı.

Çalınan En Meşhur Sanat Eseri

Aralarındaki en meşhur resim Rembrandt’ın tek deniz manzarası resmi Celile Denizi’ndeki Fırtınada İsa idi. Tahmini değeri 100 milyon dolar değerindedir. İncil’de İsa’nın fırtınayı dindirmesi mucizelerden biridir, Matthew 8:23-27, Mark 4:35-41 ve Luke 8:22-25’te de bundan bahsedilir.

Rembrandt van Rijn, Galilee Denizi’ndeki Fırtınada İsa, 1633, 1990’da Boston, Isabella Stewart Gardner Müzesi’nden çalındı, günümüzde konumu bilinmiyor. Isabella Stewart Gardner Müzesi.

35 O gün akşam olunca öğrencilerine, “Karşı yakaya geçelim” dedi.

36 Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa’yı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı. 37 Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu. 38 İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O’nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?” dediler.

39 İsa kalkıp rüzgârı azarladı, göle, “Sus, sakin ol!” dedi. Rüzgâr dindi, ortalık sütliman oldu.

40 İsa öğrencilerine, “Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu?” dedi.

41 Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O’nun sözünü dinliyor?” dediler.

Mark 4:35-41, İncil.

Çalınan En Değerli Sanat Eseri

Isabella Steward Gardner Müzesi soygununda çalınan bir diğer eser Johannes Vermeer’in Konser’idir. Şu ana kadar çalınan en değerli eserdir. 2015’te yapılan hesaplamalara göre tablo 250 milyon dolar değerinde.

Isabelle Steward Gardner’ın kendisi bu parçayı özellikle çok severdi. Çünkü yerli müzik yapmanın zarif tasviriydi bu tablo. Ayrıca, uzmanların yardımı olmadan aldığı ilk tabloydu.

Johannes Vermeer, Konser, 1665. 1990’da Boston, Isabella Stewart Gardner Müzesi’nden çalındı, günümüzde konumu bilinmiyor. Isabella Stewart Gardner Müzesi.

Tabloda üç müzisyen bulunuyor. Genç bir kadın klavsen başında, bir adam flüt çalıyor ve başka bir kadın da şarkı söylüyor. Bir viola da gamba da yerde görüyoruz. Yoksa sahneye dördüncü bir karakter mi katılacak? Müzisyenlerin kıyafetleri ve çevresindekiler onları üst burjuva sınıfına mensup olduklarını gösteriyor. Vermeer kasten gizemli bir hava yaratmış. Bu sosyal etkileşim araştırması bizim yorumlamamıza bırakılmış bir ahlak komedyası.

La Casa De Papel Tarzı Bir Operasyon

2000 silahlı hırsız, Stocholm’de Ulusal Müze’yi soymak için karışık bir operasyon düzenlediler. İlk önce polislerin dikkatini dağıtmak için müzenin yakınındaki iki otel civarında bomba koydukları arabaları patlattılar. Makineli tüfeği ve silahı olan bir adam müzenin bekçilerini tehdit etti ve Rembrandt ve Pierre-Auguste Renoir’ın üç eserini alıp kaçtı. Hırsızlar polis arabalarını engellemek için kaçarken yollara çivi attılar ve müzenin önündeki su kanalına bıraktıkları deniz motoru ile kaçtılar.

Polisin 2000 yılında yaptığı açıklamaya göre eserler toplamda 30 milyon dolar değerindeydi.

Ulusal Müze, Stockholm, İsviçre, 2007. Fotoğrafçı: Abhijeet Vardhan.

2001 Ocak’ta polisten birkaç İsveç Kronluk bir fidye istendi ama polis ödemeyi kabul etmedi. Aynı ay polis operasyonun çete başıyla birlikte birkaç suç ortağını tutukladı. 2002’de de geri kalan birkaçı daha tutuklandı ancak maalesef, tablolar bulunamıyordu. Birkaç ay sonra, tamamen bağımsız bir uyuşturucu baskınında Renoir’ın Sohbet tablosu bulundu.

Pierre-Auguste Renoir, Sohbet, 1878, Ulusal Müze, Stockholm, İsviçre. Fotografçı: Bjoertvedt.

2005’te FBI, Bulgar uyuşturucu kaçaklarını soruşturuyordu. Soruşturulan adamlardan biri FBI’ya Genç Parisli’yi verdi ve Rembrandt’ın Danimarka’da olduğunu söyledi. O ay içinde Kopenhag yetkilileri alıcı gibi gözükerek zanlıları suç üstünde yakalamak için bir operasyon düzenlediler. Satıcılar 100 bin dolarlık bir tabloyu 42 milyon dolara satmaya çalışıyorlardı. Bütün suçlular yakalandı ve tablolar da kurtarıldı.

Güvenliği Arttırmak İçin Alarm Çalmak

2003’te hırsızlar Manchester’daki Whitworth Sanat Galerisi’ne girdiler. Paul Gaugin, Pablo Picasso, Vincent van Gogh gibi büyük ustaların tablolarını çaldılar. Toplamda 4 milyon Euro değerindelerdi.

Pablo Picasso, Sefalet (Les Misérables), 1903, Whitworth Sanat Galerisi, Manchester, İngiltere.

Manchester’ın en yağmurlu günlerinden birinde hırsızlar tuvalleri karton bir tüpe koydular ve müze parkının 200 metre ilerisine bir tuvalet kulübesine sakladılar. Tüpler sırılsıklam olmuştu ama resimlere çok az hasar gelmişti. Van Gogh’un resminin köşesi yırtılmıştı ama telafi edilebilirdi. Diğer iki resim hava şartlarından dolayı ufak ufak lekelenmişti.

Nemli karton tüpün üstünde şöyle bir not yazıyordu:

“Niyetimiz çalmak değil. Sadece acınacak güvenliği göstermek.” -Sanat Suçu Bloğu.

Görünüşe göre, hırsızlar sadece zayıf güvenlik önlemlerine ilgi çekmek istedi. Hırsızlığı gerçekleştirenler hâlâ yakalanamadı.

En Yeni Sanat Soygunu

Frans Hals’ın 1626 senesinde yaptığı Bir Şişe Bira ile Gülen İki Çocuk toplamda üç defa çalınmıştı. İlki 1988’de, ikincisi 2011’de ve sonuncusu 2020’de Ağustos ayında meydana geldi. Geçen sene tuval Hollanda’daki Hofje van Mevrouw van Aerden Müzesi’nden gündüz saatlerinde çalındı.  BBC News, Frans Halls’in tablolarının değerinin 15 milyon Euro civarı olduğunu belirtti.

Frans Hals, Bir Şişe Bira ile Gülen İki Çocuk, 1626, Hofje van Mevrouw van Aerden Müzesi, Leerdam, Hollanda. 2020’de çalındı, nerede olduğu bilinmiyor.

Birkaç ay önce de Vincent van Gogh’un Bahar Bahçesi çalınmıştı. Resim, Kuzey Hollanda’da Singer Laren Müzesi’ndeydi. Tarih 30 Mayıs 2020 idi ve o gün van Gogh’un doğum günüydü. Hırsızlığın olduğu zaman COVID-19 önlemlerinden dolayı müze ziyaretçiye kapalıydı. Polisin dediğine göre hırsızlar camları kırarak içeri girdiler ve kolluk kuvvetleri alarma yanıt vermeden müzeyi terk ettiler.

Vincent van Gogh, Nuenen’de Papaz Evi Bahçesi, 1884, Singer Laren Müzesi, Laren, Hollanda. 2020’de çalındı, nerede olduğu bilinmiyor.

2021 Nisan ayının başlarında Baarn kasabasında bir zanlı Bir Şişe Bira ile Gülen İki Çocuk ve Nuenen’de Papaz Evi Bahçesi tablolarını çalma şüphesiyle tutuklandı. Bu sefer iki resim de kurtarılamadı.

Çalınan eserlerin soruşturması halen devam ediyor. Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde güçlü güvenlik önlemleri aldılar. Eserler sergiye götürülecekleri zaman daha bile katı önlemler alınıyor. Umarız ki bu hırsızların şevkini kırar ve biz de harikulade sanat eserlerine doya doya bakabiliriz.

Kaynakça: https://www.dailyartmagazine.com/biggest-art-heists-in-history

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir