Naile Akıncı, kendine özgü benzersiz bir ikonografinin temsilcisi olarak Türk resminde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. 1923 yılında Van’da doğan sanatçımız, eğitimine İstanbul Feriköy 17. İlkokul’da başlamıştır. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü’nü Zeki Kocamemi Atölyesi’nde öğrenim görerek bitirmiştir. Öğrenimi süresince Nurullah Berk, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Şefik Bursalı ve Leopold Levy’den de dersler almıştır.
Eyüp ve Haliç görünümlerini doğa tutkusu paralelinde yansıttığı resimleri, ayrıntıyı bütünsellik içinde eritme ustalığına, renkçi doğrultuda renksel öğelerle sağlanan çizgisel lirizme ve çeşitlemeci bir duyarlık ekseni çevresinde geliştirilen etüt yeteneğine dayanır. Açık hava ressamlığının çağdaş bir yorumunu da gündeme getiren bu çalışmalar, kompozisyon türüne bağlı bir anlayışı, ısrarlı bir gözlem temeli üzerinde biçimlendirir.
İmzası “Eyüp” ile bütünleşen ve sanat ortamında Modern Türk resminin en güçlü peyzaj ressamlarından biri olarak nitelendirilen Naile Akıncı, yapıtlarında izlenimci bir yaklaşımın aksine doğayı kopya etmekten kaçınmıştır.
“Resim yapmak icat etmektir, taklit etmek değil.” diyen hocası Zeki Kocamemi’nin izinden giden sanatçı için önemli olan doğa değil, “doğanın özü”dür. Doğanın bir köşesini defalarca gözlemleyip tuvalinde yeniden canlandıran Akıncı’yı bu bağlamda izlenimci bir tutum sergilemekten çok izlediği doğanın/temanın kendisinde oluşturduğu resimsel kavramların izlenimini sürekli geliştiren bir sanatçı olarak değerlendirebiliriz.
İstanbul’a Tutkuyla Bağlı Bir Ressam
Naile Akıncı İstanbul tutkusunu yansıtan çeşitlemeler ile özellikle dikkat çekiyor. Akıncı’nın ismini adeta Eyüp semtiyle özdeşleştiren “Eyüp Çeşitlemeleri” başta olmak üzere Bebek, Ortaköy, Küçüksu, Anadolukavağı gibi İstanbul’un tüm pitoresk noktalarına dair çeşitlemeleri, sanatçının kendine has üslubunu en çok yakalayabileceğiniz eserlerdir.
Ayrıca 1962 yılında kısmen yerleştiği Marmara ve Ekinlik Adaları’nın kendine özgü yöresel renk ve karakterlerini yansıtan bu süreçte yaşamlarından etkilendiği adalı kadınları, balıkçıları, atları ve kedileri konu alan bazı düzenlemelerini, oto portrelerini ve natürmortlarını da görebilirsiniz.
Başarıdan Başarıya Koşan Sanatçımız
İlk kişisel sergisini 1964 yılında İstanbul’da açan sanatçı, yapıtlarıyla yurtdışında açılan 13 ulusal ve 14 uluslararası sergide Türkiye’yi temsil etmişti, 7 uluslararası ödüle değer görüldü. 1977’de üst üste kazandığı uluslararası ödüller nedeniyle Fransa’nın Riom kentindeki Mandet Müzesi tarafından düzenlenen “Günümüzün Kadın Ressamları Sergisi”ne ismen davet edilmiştir. Başarıdan başarıya adımlar atan Naile Akıncı, yaşamı boyunca eserlerinde tekrara düşmeden her defasında kendini estetik açıdan yenileyerek sanat adına keşifler yapmayı sürdürmüştür.
2012 yılında “Evin Sanat Galerisi”, Cumhuriyet ile yaşıt ünlü kadın ressamımız Naile Akıncı’nın 2009-2011 döneminde karışık teknikle oluşturduğu son yapıtlarını “Hesaplaşmalarım” başlığı altında sergilemiştir.
Sanat yaşamı süresince resimle hesaplaşmalarını şu sözleri ile açıklamıştır Naile Akıncı;
Yetmiş yılı aşan sanat yaşamımda kendi kendimle ‘hesaplaşmalarımı’ sürdürürken hep aşağıdaki iki sorunun yanıtını bulmaya çabaladım:
Önceki yorumlamalarımla çelişkiye ve tekrara düşmeksizin, estetik açıdan bu konuyu veyahut yöreyi yeniden ve nasıl yorumlayabilirim? Konuyu kendi plastik dilimle yorumlarken, inandığım estetik değerleri nasıl aşabilirim ve kendi kendimi nasıl yenileyebilirim?
Naile Akıncı’nın bize söylemek istediği bir şey var:
“Yetmiş beş yıl… Tuvalimle baş başa geçirdiğim, birbirimize ihanet etmeden, sıkılıp arkamızı dönmeden geçirdiğimiz koskoca bir yetmiş beş yıl. Geriye baktığımda zihnime düşen yüzlerce kelimeyi elekten geçirirsem şayet, duygularımı özetleyen tek bir kelime kalıyor: Şükür.”
Naile Akıncı 2014 yılında geride bizlere değerli yapıtlarını bırakarak aramızdan ayrılmıştır.