İspanyol sanatçı Joaquín Sorolla, yazlarının çoğunu ailesi ile birlikte İspanya sınırına 35 kilometre uzaklıkta, Fransa’nın Biarritz kasabasında geçirirdi. Sorolla ânı yakalamanın ustasıydı. Ânı Yakalamak isimli çalışmasında da, o ânı yakalamak üzere fotoğraf çekmeye hazırlanan kızı Maria’yı resmetmiştir. Maria’nın elindeki kamera muhtemelen, 1902 yılında lüks ürün olarak satışa sunulan, o zamanın en küçük portatif modeli olan Kodak “Folding Pocket Nº 0“dur. Bu yazımızda, Joaquin Sorolla’nın Anı Yakalamak adlı tablosunu inceleyeceğiz.
Yukarı bahsi geçen kamera, genellikle Sorolla ve aile üyeleri tarafından kullanılmaktaydı.
Ânı Yakalamak isimli eser, hem fotoğraf kalitesini ve hızını, hem de Sorolla’nın kullandığı eskize benzeyen bu tekniğini yansıtmaktadır. Sanatçının Fransız Empresyonistlerinden etkilendiği oldukça açık bir şekilde görülmektedir. Onlarla teması, ilk kişisel sergisinin eleştirmenler tarafından çok beğenildiği, Paris’te olmuştu.
Sorolla, durmadan resmettiği sahil manzarası resimleriyle ün kazanmıştı ve çarpıcı Akdeniz güneş ışığının etkilerini yakalamak gibi olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Joaquin Sorolla’nın resimleri, çoğunlukla açık hava resimleridir. Kullanılan büyük tuvaller, yüzeylerinde gömülü kum taneciklerinin yoğun şekilde boyanmış olması bunu açıkça göstermektedir.
Yaz zamanlarında Biarritz şehrinin sahili ve denizinden bahsedecek olursak, şehir, bir zamanlar birkaç yüz kişinin yaşadığı balina avcılığı yapılan bir yerdi. 1843 yılında Victor Hugo, Biarritz’i “büyüleyici ve güzel” olarak betimlemişti. Ayrıca buranın büyük rağbet göreceği hakkında korkuları vardı ve öyle de oldu.
1854 yılında III. Napolyon’un eşi Eugénie de Montijo’nun sarayının inşası başladı. Şehir yalnızca kraliyet ailesi arasında popüler değildi. Charlie Chaplin, Pablo Picasso, Winston Churchill -ve Joaquin Sorolla- gibi isimlerin en gözde yerlerinden biriydi.
1909 yılında New York’ta Hispanic Society‘de gerçekleşen tek kişilik sergisinde ABD’de başarılı bir başlangıç yapan Sorolla, büyük takdir almıştı. Ortaya çıkan eleştirel beğeni, 1909 yılında Başkan William Howard Taft’ı resmetmesine olanak sağladı. İspanya’ya döndükten sonra Akdeniz kıyısında Valencia’da bir yazlık ev satın aldı.
Kariyerinin geri kalanı boyunca, evinin önündeki denizin göz kamaştırıcı ışığından ilham alarak sahil sahnelerini, ışık ve gölgenin keskin kontrastları, parlak renkler ve güçlü fırça darbeleriyle resmetmiştir.