Leyla ile Mecnun: Bazı Kireçburnu Sakinleri

Mucize arayan insan çoktur. Kimisi mucizesini arar, kimisi mucize olmak ister kimisi de mucizesine kavuşmak ister. Bazı yürünen yollar, aramak asıl armağanıdır mucizenin çünkü ararken yaşadıkların, ettiğin sohbetler ve demlemeye bırakıp içini ferahlatması için beklediğin çaylar yüreğine bir daha aynı şekilde yansımaz.

Leyla ile Mecnun dizisi de mucizesini arayanlara çay demleyip soluk aldıran bir durak misali izlenebilecek nadide dizilerdendir. Leyla ile Mecnun karakterleri hepsi birbirlerinden farklı mizaçtalar; kimisi umudun, kimisi inatçılığın, kimisi içimizde hiç büyümeyen bir çocuğun, kimi ise bir evin babasının sırtındaki yükleri temsilen karşımızdalar. Gelin daha yakından bakalım her birine:

Mecnun karakteri der ki “Ben ne zaman aynaya baksam, seni görüyorum ki karşımda…” Leyla’sını arar. Gezer gezer durur kalbindeki çölde. Yukarıdaki fotoğrafta diziden bir kesit. Herkesin aynaya bakıp de kendini gördüğü sahnede Mecnun aynaya baktığında artık kendisi olmaktan çıkıp maşuku olmuştur. Neşeli bir karakterdir Mecnun dostları ile yaşar her ne yaşarsa. İyi günde kötü günde beraber olmanın güzelliğini hissettirir izleyene. Var olan dostlarına şükür dedirtir. Mecnun’un e yakın dostları İsmail Abi ve Yavuz’dur. Efkarlanınca eriğe düşerler, mutlu olduklarında çekirdek çitleyip kutusuna gazete kâğıdı sarılı kola içerler, maksat daha havalı görünmektir.

Mecnun’un çölünde kum tepelerinin arasında bir masa bulunur. O masada Ak Sakallı Dede ile konuşur, aşkına derman bulmaya çalışır, başka sorunlar olur o masada çay içilir gene konuşulur. Mecnun çölünde gezerken kum olur nihayetinde kişi isminin kaderini yaşarmış sözü gerçek olur.

İsmail Abi, içindeki bin bir umut ışığını kıyafetlerinin puluna, rengine yansıtır. Her bölüm farklı kıyafet giyer. Her daim beklediği gemisine hazır olmak istercesine hep şıktır. İsmail Abi her gün sahilde el sallar. Baktığınızda neye el salladığını göremezsiniz ama yüreğini bir dinleseniz İsmail Abi’nin anlarsınız onun gayesini. İsmail Abi umudun, bekleyişin, karşılıksız sevginin ne olduğunu nasıl olduğunu yaşayarak anlatır. Sever, bekler, arar… İsmail Abi Mecnun’un ağabeyidir. Dağ gibi durur arkasında ne yapacağını sormaz Mecnun ona hadi gel abi gidiyoruz dediğinde. Sahilde Mecnun ile “HOOPPP MECNUN! NAPTIN?” repliği meşhurdur. Bazen insan ona da keşke böyle seslenen biri olsun ister. İsmail Abi bir diğer deyişle umuttur.

İskender Abi dizide babamızdır. Öğüt veren yorgun olunca yaslanılan dağdır. Karısının evi bırakmasıyla Mecnun’a anne de olmuştur. Onu yemek yaparken üstü başı un içinde kalmış hâlde görmeniz olası görüntülerdendir. Taksici olan İskender Abi asla arabayı düz süremez sürekli duran arabanın peşinden itilmesi gerekir. İskender Abi gönlünde yaşar sevdasını, özlemini… Yatağın boş kenarı, evde olmayan sevgilinin desteği eksiktir etrafında ama o denli doldurur ki evini, yüreğini deler. Mecnun, mahalledekilerle sevdanın sadece birine duyulan aşk olmaktan ibaret olmadığını bizlere gösterir.

Erdal Bakkal sadık eş, huysuz bakkal, şahane bir dost… Bu dizide çayın içildiği nadide mekân çünkü “ÇAY ERDAL BAKKALDA İÇİLİR.

Erdal Bakkal hayata çok farklı bakar. Bir bakarsınız para hırsı bürür gözünü bir bakarsınız döner yerken ayranı aynı zamanda bitirmeye çalışır. Ağzı çok boş konuşur ama bundan dolayı da az azar yemez: “Bıyıkların çeksin Erdal Abi, tuvaletteyken ev telefonu çalsın da yetişeme e mi Erdal! Sabaha kadar düşün dur, acaba kim aradı, kim aradı diye, altı kilo çekirdek ye de dudakların mosmor kesilsin tuzdan kabarsın” bunlardan bazılarıdır. Erdal Abi insanın sinir olup da vazgeçemediği dostudur çünkü kalbi temizdir hissedilir. İskender Abi’ye beklenmedik yerlerde sarılması, meşhur dansları ve hayalleri ile Erdal Bakkal biriciktir.

“BAKKAL MAHALLENİN KALBİDİR”

Aşk olsun ben öyle bir insan mıyım?” repliği ile karşımızda olan Yavuz karakteri güzide bir performans sanatçısıdır. Gözleri görmeyen sevgilisine kitaplar okuyan ve onun dünyasına ışık olmaya çalışan bir sevgilidir. Yavuz’un açamayacağı hiçbir kapı kilidi yoktur. Dostları için koşar her yere o da sorgusuz sualsiz. Dizide aşkın birçok hâli görülür; Yavuz’un aşkı da benzersizdir çünkü bu çağda artık izini arayıp da bulamadığımız vefaya sahiptir. Birçok hayali vardır Yavuz’un sevgilisinin göz ameliyatı için performans sanatçılığını bırakıp tavuk pilav satar helalinden para olsun diye lakin hayat nerde kolay oldu ki Yavuz’a kolaylık versin ama Yavuz hiç pes etmez azizim.

Bu yazımızda sizlere sevilen Türk dizisi Leyla ile Mecnun’un karakter incelemesini sunmaya çalıştık. Henüz diziyi izlemediyseniz hemen şimdi başlamanızı öneririz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir