Tiyatronun Kadın Öncüsü: Afife Jale

Sene 1902. Yer İstanbul’un güzel semtlerinden biri olan Kadıköy. Orta halli Methiye Hanım ve Hidayet Bey’in üç çocuğundan biri olan Afife Jale dünyaya geldi.

Afife, öğretim hayatına İstanbul Kız Sanayi Mektebin’de devam ederken aklının hep bir köşesinde tiyatro vardı. Afife Jale, okuluna devam ederken aynı sırada Darülbedayi’ye öğrenci almak için yapılan sınava katıldı.

O dönemlerde Müslüman kadınların sahneye çıkması diğer Müslümanlar tarafından hoş karşılanmıyordu. Bu zorlu zamanlarda Darülbedayi’de yapılan sınavda okula kabul edilen beş kızdan biriydi Afife Jale…

Diğer arkadaşları sahneye çıkmayacakları gerekçesiyle tiyatroyu bıraktılar. Ama Afife çıktığı bu yola, karşısında ne zorluk olursa olsun devam edecekti. Pes etmeyen Afife, 1 yıl süreyle düzenli ve ısrarlı olarak bütün provalara devam etti. Ne var ki Hidayet Bey Afife’nin tiyatrocu olmasına, sahneye çıkmasına karşıydı.

1920 yılında sahnelen Hüseyin Suat’ın “Yamalar” isimle oyununda oynayan Eliza Benimeciyan Paris’e gidince, Kadıköy’deki Apollon Tiyatrosu’nda Afife Jale sahne aldı. Afife Jale bu tiyatroda Emel rolünü oynadı. Tiyatroya gelen polisler, Afife Jale’nin sahneye çıkarılmaması için tiyatro yöneticilerine uyarıda bulundu.

Afife Jale, bir hafta sonra “Tatlı Sır” adlı oyunda yeniden sahneye çıktı. İlk uyarıdan sonra polisler bu sefer Afife’yi tutuklamak istediler. Oyuncu Kınar Hanım onu tiyatronun arka bahçesinden kaçırmak zorunda kaldı.

Polisten kurtulan Afife Jale, daha sonraki rol aldığı “Ondalık” adlı oyunu oynanırken polisler tiyatroyu bastılar. Afife ise bu kez makine dairesinden kaçırıldı. Rol aldığı tiyatronun sahibi Mösyo Sireç’in evine götürüldü. Bu sırada ise sokakta yakalanan Afife’yi polisler karakola götürdüler. Afife karakolda kötü muamelelerle karşılaştı. Bu yetmezmiş gibi bir de ailesi Afife Jale’yi dışladı. Hidayet Bey Afife için “Benim Afife diye kızım yok.” cümleleri kurmuş, hem evlatlıktan hem de evden kovmuştu.

Bu olaylar yaşanırken 27 Şubat 1921’de Darülbedayi Yönetim Kurulu’na bir bildiri geldi. Artık Müslüman Türk kadınlar sahneye çıkamayacaktı. Gelen bildiri üzerine Afife Jale tiyatronun kadrosundan çıkarıldı. Tiyatro, Afife için bir tutkuydu ve gözü başka bir şey görmüyordu. Sahneyi çıktığı ilk geceyi ise yazar Refik Ahmet Sevengil’e şu sözlerle ifade ediyordu:

“Yaşamımda mutlu olduğum ilk gece…”

Yaşadığı zor zamanlardan sonra Afife şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. Tiyatrosuz kalması, onun zaten zayıf olan sinirlerini alt-üst etmişti. Kaçışı uyuşturucu ve çeşitli haplarda bulmuştu. Suriyeli bir eczacının Afife’ye yaptığı morfin iğneleri artık onda bağımlılık yapmıştı.

Afife Jale birkaç yıl sonra Anadolu turnesine katıldı. Yeni bir tiyatro topluluğu ile birlikte Kadıköy’de oynadı. Daha sonra da Fikret Şadi’nin Milli Sahnesiyle çeşitli kentlerde temsiller verdi.

1923’ten sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün buyruğuyla sahneye çıktı. Seniye, Şaziye Moral, Bedia Muvahhit, Huriye ve Hikmet hanımlar da Afife Jale’yi örnek alarak sahneye çıktılar.

Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları, uyuşturucu bağımlılığı ve bozulan ruh sağlığı Afife Jale’yi tiyatroyu bırakmasına sebep oldu.

1928 yılında gittiği konserde tambur sanatçısı Selâhattin Pınar’la tanıştı. 1 yıl geçtikten sonra Selâhattin Bey ile Afife Hanım evliliğe adım attılar. İkili mutlu günler yaşadı. Selâhattin Bey çaldı, Afife Hanım dinledi.

İkilinin mutlu günleri pek uzun sürmedi. Afife Jale hayatına tiyatrosuz devam edemiyordu ve aldığı uyuşturuculardan da vazgeçemiyordu. Selâhattin Bey Afife Jale’yi bir gün koluna morfin şırınga ederken gördü. Bu onu hem üzmüş hem de derinden sarsmıştı. Elinden gelen her şeyi yaptı. Onu hayata döndürmeye çalıştı. Başaramadı ve ikili 1935’te boşanmaya karar verdiler. Selâhattin Pınar “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” ve “Huysuz Tatlı Kadın” adlı şarkılarını Afife Jale’yi bestelemiştir.

Uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan Afife Jale, son yıllarını Darülbedayi’deki dostlarının yardımıyla yatırıldığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde geçirdi. Hastanenin morfimanlar koğuşunda 24 Temmuz 1941’de vefat etti. Mezarı Kazlıçeşme Kabristanı’ndadır.

Afife Jale, Türk tarihindeki önemli isimlerden biridir.  Ayrıca kendisi bugünki sinema sektöründe kadınların da yerinin olduğunu gösteren önemli temsilcidir.


Yazan: Yasemin Tapar

Öne çıkan görsel: 1

Kaynakça: 1

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir