Beyrut’ta Sanat: Patlamadan Öncesi ve Sonrası

Uzun bir iç savaş sonrasında Beyrut’ta sanat ortamı sadece üç yıl önce yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Her dönemde karşılaşılan siyasi yolsuzluğa, istikrarsız bir ekonomiye ve yükselen enflasyona rağmen, bu Akdeniz şehri son zamanlarda uluslararası camiada da ilgi odağı olmasının yanı sıra Arap sanatçılar için olmazsa olmaz noktalardan biri hâline gelmişti. Fakat 4 Ağustos’ta yetkililerin korkunç bir ihmali neticesinde her şey mahvolmuş ve 10 Eylül 2020’de vuku bulan bir yangın da bu felaketin üstüne tuz biber olmuştur.

Beyrut, Lübnan’dan kuş bakışı görünümü. SkyNews

Patlamadan Önce

Yaklaşık beş yıl önce, birçok özel galeri, müze ve vakıf kapılarını sanatseverlere açtığında Beyrut’ta sanat ortamı tekrardan canlanmıştı. Beyrut’ta, 2017 yılının Eylül ayında, Beyrut Sanat Fuarı ile aynı zamana denk getirilen şehrin sanat haftasından kaynaklı rengârenk bir atmosfer yaşanıyordu. Sursock Müzesi, ünlü sanatçı Marwan Rechmaoui’nin kitap tanıtımı için büyük bir kalabalığa ev sahipliği yaparken şehir genelinde çeşitli galeri açılışları gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl, sanat fuarına katılan sanatseverlerin, büyük bir çoğunluğu resim olan eserler için yaklaşık 6 milyon dolar harcadıkları bildirilmişti. Elde edilen karlar ve sürekli artan rağbet nedeniyle, birçok kişinin gözünde Lübnan sanatının dünya çapında tanınırlığına vesile olduğu için Beyrut Sanat Fuarı’na olan itibar günden güne artmıştır.

Uzun bir süredir Lübnan sahil kenti, kültürel dokusunu zenginleştirmek ve güzel bir biçimde sergileyebilmek için sanat topluluğuna yönelmiştir. Haliyle, Beyrut’un giderek artan sanatçı nüfusunun icra ettiği sanat, bu güzel şehirde de tesirini göstermişti. Arapları terörist veya haydut olarak klişeleştirmenin çok yaygın olduğu bir çağda, Dalloul Sanat Vakfı’nın kurucusu Basel Dalloul, Akdeniz’deki eşi benzeri olmayan bu yetenek, yaratıcılık ve kültürü sergilemenin ehemmiyetini üstüne basarak vurgulamaktadır.

Paul Guiragossian, La Lutte de l’Existence, 1988, Dalloul Sanat Vakfı, Beyrut, Lübnan. Dalloul Sanat Vakfı.

Yalnızca birkaç yıl önce, Dalloul, ebeveynleri Dr. Ramzi ve Saeda Dalloul tarafından derlenen 4000 parçalık Modern ve Çağdaş Arap sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapacak bir müze açma planlarına başladı. Koleksiyon, son 45 yılda Paul Guiragossian ve Etel Adnan gibi Lübnanlı ustalar, Mahmoud Said, Effat Naghi, Ezekiel Baroukh gibi Mısırlı modernistler ve Dia Al Azzawi ve Jewad Selim gibi Iraklı büyükler tarafından üretilen sanatsal bir hazine denizine dönüştü. Koleksiyon ayrıca eL Seed ve Mounir Fatmi gibi yeni yeni ünlenen çağdaş sanatçıların eserlerini de barındırmaktadır.

Ramzi ve Saeda Dalloul Sanat Vakfı’nın kurucusu ve genel müdürü Basel Ramzi Dalloul. The National

Tüm diğer koleksiyoncular gibi, Dalloul’un ebeveynleri de sanata, ülkelerinin canlı görsel kültürünün bir parçası olması ve daha da önemlisi, çalkantılı tarihlerinin belgelenmesi mahiyetini taşımasından ötürü çok değer veriyorlar. Basel Dalloul, ebeveynlerinin konuyla ilgili görüşlerine ilişkin olarak şunları söylemiştir:

“Sanatçılar dünyanın hakikatçileridir. Tarih boyunca, yeniden yazılmış ya da sansürlenmiş bir tarihi değil gözleriyle şahit olduklarını tasvir etmişlerdir. Bazen acımasız ve çirkin gerçekliklerle dolu benim dünyamda en azından bu şekilde. Bundan dolayıdır ki ailem epeyce politik yüklü sanat tabloları satın almışlardır.”

Ayman Baalbaki, Al Mulatham, 2013, Dalloul Sanat Vakfı, Beyrut. Dalloul Sanat Vakfı. Beyrut’ta sanat

Beyrut’un Kültürel Baş Tacı

Gösterişli bir Beyrut mahallesindeki bir tepeye konumlandırılmış, pek çok kişinin şehrin sanat ortamının ana cazibesi olduğunu düşündüğü bir nokta: Sursock Müzesi. Bir sanat eseri olduğu kadar Osmanlı ve Venedik mimarisinin harmanlanmasıyla da tanınan bu müze, uzun zamandır Beyrut’ta bir kültür merkezi olmuştur. Lübnanlı bir sanat koleksiyoncusu olan ve müzeye adı verilen Nicolas Sursock, 1952’de ölümü üzerine konağını Beyrut sakinlerine armağan etmiştir. Lübnan’ın sanatta ilerlemesi için kurumsal destek ihtiyacının farkına vararak, vasiyetinde konağın bir sanat müzesi olması gerektiğini yazmıştır. Sursock, “bu ülkenin güzel sanatlara önemli ölçüde katkı sağlamasını ve insanlarının da sanatın değerini bilip sanatsal bir ruhaniyete bürünmelerini” istemiştir.

Müze, kısa bir süre memurlar için bir misafirhane olarak hizmet verdikten sonra 1960’larda kapılarını halka açmıştır. On yıl boyunca, konağın salonları şairler, oyun yazarları ve fikir alışverişinde bulunan diğer sanatçılarla dolup taştı. Müze kısa bir süre sonra Fransız Salonuna benzer bir modelde sanat sergilemeye devam etti. Shafic Abboud, Elie Kanaan ve Adel Saghir gibi ünlü Lübnanlı sanatçılar, eserleri her yıl düzenlenen Salon d’Automne’da sergilenen birkaç sanatçı arasındaydı. Ayrıca müze, dünyanın dört bir yanından gelen eserleri göz önüne çıkaran bir dizi sergi düzenledi.

Sursock Müzesi, Beyrut, Lübnan. Kawa-news.

Bu noktadan sonra, uzun bir iç savaşa ve ardından gelen belirsizlik ortamına rağmen, Sursock asla kapılarını sanatseverlere kapatmadı. Müze, konserler ve sanat sergileri için Beyrut’un sanat ortamının kalbinde yer alırken, modern ve çağdaş sanatın tüm zümrelere yayılması için de önemli bir merkez olarak varlığını sürdürdü. Ancak, 2008 yılında 21. yüzyıla uygun bir kültür merkezine dönüştürülme amacıyla 15 milyon dolarlık bir yenileme projesi ile kapılarını kapattı. 2015 yılında kapılarının yeniden açılmasıyla birlikte, Lübnan kültürü için zirvedeki konumunu yeniden kazanan müze, fotoğraf çekimleri için de olmazsa olmaz mekânlar arasında yerini aldı.

Ve Beklenmedik Bir Facia Yaşanır

2019 sonbaharında Beyrut, Ekim Devrimi olarak da bilinen siyasi değişimi talep eden protestolara haftalarca çalkalandı. Üstelik ülke ekonomisi, yüksek enflasyonlar, kesintiler ve pandeminin getirdiği mali kayıplar arasında can çekişiyordu. Daha da kötüsü, şehir sakinleri günde sadece bir veya iki saat elektrikten yararlanabiliyorlardı. İfadenin tam anlamıyla “tüm aksilikler üst üste gelmişti” ve bu kadarla da kalmadı, şehri görünmez bir felaket bekliyordu.

Altı yıl boyunca, 2.750 tonluk amonyum nitrat, Beyrut limanındaki bir depoda tedbirsiz ve teftişsiz bir vaziyette beklemekteydi, ta ki 4 Ağustos 2020’ye kadar. Saat 18.00 sularında, yoğun bir bombardıman veya hava saldırısına maruz kalmışçasına güçlü bir etkiyle hissedilen o patlama tüm şehri tamamen yerinden oynattı. Beyrutlular, şehrin sallandığını hissettiler fakat neler olup bittiği hakkında en ufak fikirleri bile yoktu. Amonyum nitratın infilakının neden olduğu patlama, tüm şehre şok dalgalarını yayarak neredeyse tuz buz etmediği tek bir pencere bile bırakmadı ve civarındaki tüm yapılara zarar verdi. Patlamada en az 200 kişi öldü, 5.000 kişi yaralandı ve en az 300.000 kişi evsiz kaldı.

4 Ağustos patlamasından dolayı Marfa Galerisi’nde meydana gelen hasarların fotoğrafı. Resim Marfa Gallery’nin izniyle kullanılmıştır.

 

Bir fotoğraf, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen büyük bir patlamanın ardından 5 Ağustos 2020’de Saint George Maronite’de yıkımı gösteriyor. Getty Images aracılığıyla JOSEPH EID / AFP tarafından.

 

Sfeir-Semler Galerisi’ndeki hasarlar. Resim Sfeir-Semler Galerisi’nin izniyle.

Beyrut’ta sanat ortamı oluşturan birçok kurum, limanın civarındaki Gemmayzeh semtinde bulunuyordu ve ne yazık ki bu semt patlamanın zarar verdiği yerlerin başında geliyordu. Marfa Galerisi bu kurumlardan biriydi. Sadece beş yıl önce faaliyete geçen galeri dakikalar içinde yok oldu. Pencereleri paramparça olmuş, binanın içi ise moloz yığınına dönmüştü. Beyrut merkezli bir sanatçı olan Tamara Al-Samerraei’nin resim koleksiyonu o sırada bu galeride sergilenmekteydi. Şimdi, o da tamamen yok oldu.

Patlamadan önceki akşam yine liman bölgesinde bulunan Galerie Tanit, Lübnanlı sanatçı Abed Al Kadiri’nin en yeni sergisi olan Son Kırmızı Gülden Kalanlar için özel bir açılış yapmıştı. Ancak şimdi ne galeriden ne de Al Kadiri’nin çoğu tablosundan eser kalmadı.

Abed Al Kadiri, Son Gülden Kalanlar: Sahne Numarası 3, 2018-2019, Galerie Tanit, Beyrut’ta sanat. Resim Galerie Tanit’in izniyle kullanılmıştır.

Lübnan Antik Eserler Genel Müdürlüğü’nün UNESCO ve Uluslararası Müzeler Konseyi ile birlikte yürüttüğü resmi bir araştırmaya göre, yaklaşık 650 kültürel miras alanı zarar görmüştür. Beyrut Opera Galerisi de yerle bir olmuştur. Sfeir-Semler Galerisi, Saint George Maronite Katedrali, Arap Image Vakfı, Beyrut Sanat Merkezi, Ulusal Müze ve Ashkal Alwan da dâhil olmak üzere diğer birçok sanat kurumu da patlamadan ağır etkilendi. Sursock Müzesi de ağır hasar gören yapılar arasındadır. Müzenin özel mozaik pencereleri paramparça olmuş, yapının içi ve bünyesinde bulundurduğu birkaç tablo ağır hasar görmüştür. Neyse ki, dış yapıda düşünüldüğü kadar ağır bir hasar oluşmamıştır. Sursock Müzesi müdürü Zeina Arida The Art Newspaper’a şunları söylemiştir:

“Bu, tanık olduğum en büyük patlama oldu. Müze harap olmuş durumda. Patlama, Lübnan’da doların çok yüksek olduğu bir zamanda oldu ve binanın yapısına çok fazla zarar verdi, tavan ışıklandırmaları, pencereler ve çıkış kapıları için yeni camları nasıl temin edeceğimizi hiç bilmiyorum.”

Beyrut’un sanat ortamı: Sursock Müzesi’ndeki vitray pencerelerin öncesi ve sonrası görüntüleri. Getty Images aracılığıyla Joseph Eid ve Anwar Amro / AFP’nin fotoğrafları.

İyileşmenin Sancılı Süreci

Lübnan’ın tarihi şiddet ve yıkım dönemleriyle dolu olsa da, her zaman iyileşmenin bir yolunu bulmuştur. Galeri sahiplerinin kafalarındaki en büyük soru, enkaz ve molozlar arasında kalan galerilerini, acaba tekrar açabilecekler mi, açsalar bile nasıl ve ne zeminde olacağıdır. Bazıları azimlerinin nişanesi olarak vitrinlerinin önüne pankartlar açarak kalmayı tercih etti. Ancak, galerinin sahipleri de dâhil olmak üzere birçok kişi de ayrılmaya karar verdi. Yerel halı üreticisi Mohamed Maktabi şu sözleri söyledi:

“Direnişimiz bile lanetli. Hayatım boyunca hep yeniden başladım ve artık bunu yapmak istemiyorum! Ama gerçek şu ki, sıfırdan yine başlayacağım. Direnmek için buradayız. Fakat muhtemelen tekrardan mahvolacağını bilerek başlıyoruz yeniden.”

Kurtarma ekipleri ve güvenlik görevlileri, 5 Ağustos 2020 Çarşamba günü Lübnan’ın Beyrut limanında meydana gelen patlama olay yerinde çalışıyorlar. Fotoğraf AP Photo / Hussein Malla’nın izniyle.

11 Ağustos’ta, Louvre, Küresel Miras Fonu, UNESCO, ICOM ve Dünya Anıtları fonu da dâhil olmak üzere yaklaşık 30 kültür kurumu bir dayanışma bildirisi imzalayarak, Lübnan’ın zarar görmüş kültürel mirasını kurtarmasına yardımcı olmak için mevcut tüm kültürel ilk yardım ve uzun vadeli yardım fonlarına taahhüt etti. Cenevre merkezli Uluslararası Çatışma Bölgelerinde Mirasın Korunması İttifakı tarafından finanse edilen paket, 5 milyon dolarlık bir yardım dağıtacak.

Bu ilk yardım paketinin öncelikleri arasında, birçok önemli arkeolojik eseri içeren Ulusal Müze’nin restore edilmesi yer almaktadır. Ayrıca, fonların bir kısmı şehir genelindeki kütüphanelere ve diğer önemli müzelere verilecektir. Fonlar Prens Claus Fonu ve Lübnan Mavi Kalkan Komitesi tarafından yönetilecektir.

Beyrut limanının önünde siyasi bir mesaj. Resim AP Photo, Hussein Malla’nın izniyle.

Uluslararası yardımın yoğunlaşmasına rağmen, Lübnan hükümeti iyileşme süreci için hevesli şehir sakinlerine çok az yardım hizmeti sunuyor gibi görünüyor. Patlamanın hemen ardından on gün içinde Lübnan hükümeti, patlamaya yol açan ihmal ve yolsuzluk sebebiyle artan öfke nedeniyle istifa etti. Ülkenin iktidar partisinin başka öncelikleri olduğu düşünülürse, birçok Lübnan vatandaşı ülkelerinin geleceği için endişe duymakta.

Ordu, protestocuları bastırmak için güç kullandığından protestolar bir kez daha alevlendi ve şiddete dönüştü. Rejime karşı olduğu düşünülen gazeteciler, sanatçılar, eylemciler ve vatandaşlar ordu tarafından gözaltına alınıp sorguya çekildi. Lübnan bankaları, mevcut Lübnan parası miktarına sınırlar koydu. Şu anda, bu limit haftada yaklaşık 200 dolardır, ancak insanlar, yakında buna da şükredeceklerinden korkuyorlar. Sursock Müzesi müdürü Zeina Arida, müzeyi tamir etmenin milyonlarca dolara mal olacağını tahmin ediyor, ancak fonların nereden geleceği hakkında en ufak bir fikri olmadığı belirtiyor.

“Bankalar fonlarımıza el koydu. Nasıl yapacağımızı bilmiyorum. Müzeyi restore etmek yıllarımızı alacak.” diyerek devam etti.

Bir protestocu, Lübnan bayraklı bir protestocu. Joseph Eid, AFP, Getty Images aracılığıyla.

Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/beirut-art-scene/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir