Yaşayan Efsane Hayao Miyazaki Hakkında 5 Keyifli Gerçek

Hayao Miyazaki’nin büyüleyici filmleri, asırlardır her yaştan izleyiciyi mest etmektedir. Meşhur Studio Ghibli’nin kurucu ortaklarından olan Miyazaki, ekibine karşı düşünceli yaklaşımı ve yaratıcı hikâye anlatma teknikleri dolayısıyla tanınmış, animasyon dünyasının en beğenilen şahsiyetleri arasında yer almıştır.

Hayao Miyazaki (Resim: Wikimedia Commons [CC BY 4.0])
Miyazaki’nin büyüleyici filmlerinin hayranlarından biri olsanız da bu büyünün ardındaki adamın hakkında pek bir şey bilmiyor olabilirsiniz. Az sonra, Miyazaki’nin en büyük tutkularından aktüel projelerine kadar değineceğimiz keyifli[1] gerçeklerle birlikte sıra dışı hayatına dair her şeyi öğrenebileceksiniz. O hâlde Japonya’nın en sevilen animasyon sanatçısı Hayao Miyazaki hakkındaki bu 5 büyüleyici gerçek ile üstâdı daha yakından tanıyalım…

Çok Büyük Bir Havacılık Hayranıdır

Studio Ghibli Diorama (Resim: Stock Photos from mujiri/Shutterstock)

Hayao Miyazaki; 1941’de Tokyo, Bunkyō’da dünyaya geldi. Küçük yaşlarında sanata, özelde Japon çizgi roman tarzı Manga’ya (buraya tıklayınız) ilgisini ifade etmiştir. Esasında Gakushuin Üniversitesi’nde ekonomi ve siyaset bilimi bölümünden dereceyle mezun olmasına rağmen gönlü, bir sanatçı olarak kariyere sahip olma isteği içerisinde idi.

Bu arzusunu ilerletmek adına üniversitesinin sunduğu, o zamanların bir çizgi roman kulübüne en yakın olan yere kaydoldu ve boş zamanlarını kendisine hoş gelen konuları, yani uçakları, çizerek geçiriyordu.

Peki niçin Miyazaki havacılığa bu kadar ilgili idi? Tıpkı II. Dünya Savaşı esnasında Japonya’da yaşayan diğer çocuklar gibi Miyazaki de pek tabiî başının üstünde gezinen hava taşıtlarına bîgâne değildi. Ancak uçaklarla olan tecrübesi, babası savaş uçakları için parça üreten Miyazaki Airplane (Miyazaki Uçakları) Şirketinin yöneticisi olduğu için eve daha çok yaklaştı. Aile meşguliyetine sıradan bir ilginin daha ötesinde, Miyazaki’nin havacılığa olan tutkusu yetişkinliğine değin sürdü ve manga çizimlerinden büyük sinema filmlerindeki uçan makinelerin derecesine ulaştı.

Kadın Başrollere Yer Verme Eğilimi Kastîdir

Küçük Cadı Kiki (Kiki’s Delivery Service), resim kaynak:https://gkids.com/films/kikis-delivery-service/

Miyazaki, Gökteki Kale’deki (1986) (Castle In The Sky), steampunk (gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinelerin değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü) hava gemilerine ve Küçük Cadı Kiki’deki (1989) (Kiki’s Delivery Service) ‘pervaneli bisiklet’e hayat vermeden önce, Toei Animation’ da ana kareler arasında yumuşak geçişler yapmaktan sorumlu bir animatör olarak çalıştı. Hemen ardından stüdyodaki basamakları hızlı şekilde tırmandı ve baş animatörlüğe terfi etti.

1971’de Toei Animation ile yollarını ayırdı. Devamında A-Pro, Nippon Animation ve kendisinin en başarılı manga dizisine dayanan animasyon filmi Rüzgârlı Vâdî (Nausicaä of the Valley of the Wind )(1984)‘nin yönetmenliğini yapmadan önce de Telecom Animation Film ile çalıştı. İyi karşılanan ve nispeten kârlı olan bu film, Miyazaki’ nin kariyerinin dönüm noktası olarak görülmektedir. Ayrıca Miyazaki’nin bir yönetmen, film şeridi sanatçısı, sahne ressamı ve karakter tasarımcısı olarak becerilerini sergilemesinin yanı sıra film; Miyazaki’nin cesur, kendi kendine yeten, kalplerinde inandıkları şey uğruna savaşmayı iki kez düşünmeyen ‘güçlü kadın başrol’lerine uygun kızları dahil etme eğiliminin temelini atmıştır. Miyazaki, 2013 yılında bu durumu şöyle açıklar:

“Elbette onların bir arkadaşa yahut bir destekçiye ihtiyaçları olacaktır fakat asla bir kurtarıcıya değil. Her kadın, herhangi bir erkek gibi kahraman olma kabiliyetine sahiptir.”

Filmlerine Hiçbir Zaman Bir Senaryo Dahilinde Başlamaz

Nicolas Guérin tarafından; Miyazaki, Suzuki, ve Takahata  (Resim: GKIDS / Studio Ghibli North America )

Rüzgârlı Vadi (Nausicaä of the Valley of the Wind)‘nin başarısının hemen ardından Miyazaki, Isao Takahata ve Toshio Suzuki ile birlikte “Studio Ghibli”yi kurmuştur. Stüdyo, 1985’te muazzam çıkışını yaptığından beri Miyazaki; Komşum Totoro (1988) (My Neighbor Totoro) gibi sevilen klasikleri (Orman ruhları hakkındaki büyüleyici film) ve Ponyo (2008)‘u (Bir Japon Balığı prensesi ile dost olan bir çocuk hakkındaki film) içeren sekiz filmin yönetmenliğini yapmıştır. Miyazaki’nin film yapımı sürecindeki temel kısım, hiç şüphesiz, filmdeki olaylar silsilesini ayrıntıları ile planlamaya yardımcı olan resim serilerinden müteşekkil görsel senaryo taslağının oluşturulmasıdır.

Hikâye taslağı, her animasyon film için mühim bir kısmı teşkil ederken senaryodan daha iyi yahut daha kötü olması hâsebiyle içinden geldiği gibi vazgeçen Miyazaki için bu durum daha çok şey ifade etmektedir.

2002 yılında verdiği bir röportajda,

“Bir film üzerine çalışmaya başladığımızda hikâyeyi bitirmemiş ve hazır hâle getirmemiş oluyorum. Genelde bunun için vaktim yok. Dolayısıyla hikâye, ben görsel senaryo taslağının çizimlerini yapmaya başladığımda gelişiyor. Görsel senaryo taslağı hâlâ gelişirken hemen sonrasında üretim başlıyor. Hikâyenin nereye gideceğini asla bilmiyoruz fakat hikâye geliştikçe filmin üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu bir animasyon filmi yapmanın tehlikeli bir yolu ve elbette bu durumun farklı olmasını dilerdim, fakat ne yazık ki bu benim çalışma tarzım ve geri kalan herkes kendini buna tâbi tutmak zorunda kalıyor.”

CGI (Computer-generated imagery/Bilgisayar üretimli imgeleme) İle Uğraşmıştır

http://https://www.youtube.com/watch?v=gfaHiPtYWTc

Miyazaki filmlerinde fazlasıyla öne çıkmayan bir diğer film yapım vasıtası ise CGI (Computer-generated imagery) yani ‘Bilgisayar üretimli imgeleme’ işlemidir. Diğer revaçtaki animasyon evlerinin aksine, Studio Ghibli büyük ölçüde CGI’dan uzak durdu. Tarihsel açıdan bakıldığında genelde Miyazaki filmleri en azından %90 oranında el çizimi iken Miyazaki yine de CGI’ın faydalarından hiçbir zaman şüphe etmedi fakat modern dünyaya ait oluşundan her daim emindi. Miyazaki, 2005’te bu bağlamda şöyle demiştir:

” Esasında CGI’ın insan elinin yapabildiği şeye denk olabilecek hatta onu geçebilecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Fakat benim için denemesi geç kalınmış bir şey.”

Yine de 10 yıldan daha kısa bir zaman sonra, Miyazaki bu işe el atmaya karar verdi ve eleştirmenlerce beğenilen kısa filmi Boro The Caterpillar (Tırtıl Boro), bütünüyle CGI’da işlenerek böylece doğmuş oldu…

2016 yılında yayınlanan Boro the Caterpillar (Tırtıl Boro), yalnızca Studio Ghibli Müzesi’nde gösterilmektedir. Fakat ikinci yapım aşamasına Miyazaki’nin emeklilik sonrası hayatını detaylandıran ‘Never-Ending Man’ (Sonu Olmayan Adam) belgeselinde göz atabilirsiniz.

İki Kez Emekli Olmuştur

Resim: Stock Photos from photoninestreet/Shutterstock

Evet, doğru okudunuz. Miyazaki, 2013 yılında emekli oldu ve bu ilk seferi değildi…1997’de Prenses Mononoke (Princess Mononoke)‘nin ortaya çıkmasının ardından, efsanevî animatör emekli olmaya niyetlendiğini açıkladı. Ancak takvim yaprakları 2000’li yılları gösterdiğinde çizim masasına geri döndü ve en çok beğenilen filmlerinden biri olan Ruhların Kaçışı (Spirited Away) sonraki yıl gösterime girmiş oldu.

Miyazaki 2013 yılında tekrar emekliye ayrıldı fakat çok şükür ki 2016 yılında bu kararından vazgeçti. Şimdilerde yeni uzun metrajlı bir filmi var: Kimi-tachi wa Dō Ikiru Ka yahut  “How Do You Live?” (Nasıl Yaşıyorsun?) isimli film çalışma aşamasında… Ne Miyazaki ne de Studio Ghibli film hakkında pek fazla bilgi vermeseler de vefâlı hayranların ve yeni izleyicilerin filmden keyif alacaklarına hiç şüphe yoktur.

[1] Çevirmen Notu: Burada tercih ettiğim ‘keyifli’ kelimesi makalenin orijinalinde “Spirited” kelimesi ile sağlanmıştır ve kelimenin anlamlarından yalnızca bir tanesidir. Pek tabiî bu kastî bir tercihtir. Yazar, şüphe yok ki, “Spirited” kelimesini kullanarak aynı zamanda da Miyazaki’nin Spirited Away’ (buraya tıklayınız) isimli filmine işaret etmektedir.)

Kaynak: https://mymodernmet.com/hayao-miyazaki-facts/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir